Golfçü dirseği, tıbbi adıyla medial epikondilit, dirsek iç kısmındaki kas ve tendonların zorlanmasına bağlı olarak ortaya çıkan ağrılı bir durumdur. Genellikle tekrarlayan el ve bilek hareketleri sonucu gelişir ve günlük yaşamı etkileyen fonksiyonel kısıtlılık yaratabilir.
Medial epikondilit belirtileri arasında dirsek iç kısmında hassasiyet, bileğe doğru yayılan ağrı ve kavrama gücünde azalma yer alır. Özellikle golf, tenis ve benzeri sporlarla uğraşanlarda ya da sürekli el bileği hareketi gerektiren işlerde çalışanlarda daha sık görülmektedir.
Golfçü dirseği tanısı, ayrıntılı fizik muayene ve hasta öyküsü ile konulur. Görüntüleme yöntemleri çoğunlukla gerekli olmasa da kronik vakalarda diğer hastalıkları dışlamak amacıyla kullanılabilir. Erken dönemde doğru tanı, etkin tedavi ve komplikasyonların önlenmesi açısından önem taşır.
Tedavi yöntemleri arasında istirahat, soğuk uygulama, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ve fizik tedavi protokolleri bulunur. Dirençli olgularda enjeksiyon tedavisi veya cerrahi yöntemler gündeme gelebilir. Önleyici olarak uygun egzersiz programları ve ergonomik düzenlemeler tavsiye edilir.
Yazı İçeriği
Golfçü Dirseği (Medial Epikondilit) Nedir?
Golfçü dirseği, tıbbi adıyla medial epikondilit, dirseğin iç kısmında yer alan tendonların aşırı kullanımı sonucu oluşan ağrılı bir durumdur. Genellikle tekrarlayan el ve bilek hareketlerine bağlı olarak gelişir. Golf oynamanın yanı sıra raket sporları, marangozluk veya yoğun bilgisayar kullanımı gibi aktiviteler de bu rahatsızlığa yol açabilir. Tedavi edilmediğinde kronik ağrıya ve hareket kısıtlılığına neden olabilir.
Golfçü Dirseği Neden Bir “Tendon İltihabı” Değildir?
Bu en sık kafa karıştıran konulardan biridir. Rahatsızlığın tıbbi adı olan “medial epikondilit” kelimesinin sonundaki “-it” eki, tıpta genellikle iltihap (enflamasyon) anlamına gelir. Bu yüzden yıllarca bu durumun bir tendon iltihabı olduğu düşünüldü. Ancak modern bilimsel çalışmalar ve kronik şikayetleri olan hastalardan alınan doku örnekleri, bize çok farklı bir tablo gösterdi. Bu doku örneklerinde, bir enfeksiyonda veya iltihaplı romatizmada görmeyi beklediğimiz iltihap hücrelerine neredeyse hiç rastlanmadı.
Bunun yerine, mikroskop altında görülen şey, başarısız bir iyileşme çabasıydı. Sağlıklı bir tendon, bir halat gibi düzenli ve paralel uzanan güçlü kollajen liflerinden oluşur. Golfçü dirseğinde ise bu düzenli yapı kaybolmuştur. Tendonun yapısı, karmakarışık, olgunlaşmamış kollajen lifleri, düzensiz bir şekilde çoğalmış kan damarları ve anormal hücrelerle dolu, adeta “kalitesiz bir yara dokusuna” dönüşmüştür. Bu duruma tıp dilinde tendinozis diyoruz. Yani golfçü dirseği, aktif bir iltihaptan ziyade, tendonun yapısının bozulduğu, dejeneratif bir süreçtir. Bu ayrım çok önemlidir, çünkü tedavi yaklaşımını doğrudan etkiler. Eğer sorun iltihap olsaydı, sadece iltihap giderici tedaviler yeterli olabilirdi. Ancak sorun doku kalitesinin bozulması olduğu için, tedavinin ana hedefi bu başarısız iyileşme sürecini tersine çevirmek ve tendonun yeniden sağlıklı bir yapıya kavuşmasını sağlamak olmalıdır.
Golfçü Dirseği Hastalığının Aşamaları Nelerdir?
Bu yıpranma süreci bir gecede olmaz ve genellikle belirli aşamalardan geçerek ilerler. Bu aşamaları bilmek, hem hastalığın ciddiyetini anlamamıza hem de doğru tedavi zamanlamasını belirlememize yardımcı olur.
Hastalığın ilerleyişi dört temel evrede incelenebilir.
- Evre 1: Erken Evre ve Geçici Reaksiyon
- Evre 2: Doku Yıpranmasının Yerleşmesi (Tendinozis)
- Evre 3: Yapısal Hasar ve Yırtıklar
- Evre 4: İleri Evre ve Kalıcı Değişiklikler
Hastaların büyük bir kısmı, şikayetler artık günlük yaşamı etkilemeye başladığında, yani genellikle Evre 2 veya Evre 3’te bir uzmana başvurur. Bu evrelerde artık basit bir dinlenme yeterli olmaz ve doku iyileşmesini hedefleyen daha yapılandırılmış tedavilere ihtiyaç duyulur.
Kimler Golfçü Dirseği Riski Altındadır?
Golfçü dirseği, adının aksine sadece golfçüleri değil dirseğin iç kısmına tekrarlayıcı yük bindiren herkesi etkileyebilir. Risk gruplarını spor aktiviteleri ve mesleki faaliyetler olarak ikiye ayırabiliriz.
Özellikle risk taşıyan bazı spor dalları şunlardır:
- Golf
- Fırlatma sporları (beyzbol, cirit, hentbol)
- Tenis (özellikle topspinli forehand vuruşları)
- Kaya tırmanışı
- Ağırlık kaldırma (halter)
- Okçuluk
- Bowling
Günlük iş hayatında tekrarlayan el ve kol hareketleri gerektiren bazı meslekler de golfçü dirseği için önemli bir risk faktörüdür.
- Marangozluk
- Tesisatçılık
- Boyacılık
- Oto tamirciliği
- Kasaplık
- Montaj hattı çalışanları
- Sürekli bilgisayar ve mouse kullanımı
Bu listelerden de anlaşılabileceği gibi, sorun aslında belirli bir aktiviteden çok, o aktivitenin nasıl ve ne sıklıkta yapıldığıyla ilgilidir. Yanlış teknik, yetersiz ısınma, aşırı antrenman veya iş sırasında ergonomik olmayan koşullar riski önemli ölçüde artırır.
Sistemik Hastalıklar Golfçü Dirseği Riskini Artırır mı?
Evet, kesinlikle artırabilir. Vücudumuz bir bütündür ve genel sağlık durumumuz, dokularımızın dayanıklılığını ve iyileşme kapasitesini doğrudan etkiler. Eskiden golfçü dirseği gibi rahatsızlıklar sadece mekanik bir “aşırı kullanım” sorunu olarak görülürdü. Ancak artık biliyoruz ki bazı sistemik faktörler tendonu bu mekanik yüklere karşı daha savunmasız hale getirebilir.
Örneğin sigara kullanımı tüm vücutta kan damarlarını daraltarak dokulara giden kan akımını azaltır. Kan akımının azalması demek, tendon gibi iyileşmesi zaten yavaş olan dokulara daha az oksijen ve besin gitmesi demektir. Bu da tendonun kendini onarma kapasitesini ciddi şekilde düşürür. Benzer şekilde obezite de vücutta sürekli hafif bir inflamatuar duruma yol açabilir ve tendon sağlığını olumsuz etkileyebilir. Diyabet gibi metabolik hastalıklar da tendon yapısını zayıflatabilir. Bu nedenle inatçı ve tekrarlayan golfçü dirseği vakalarında sadece dirseğe odaklanmak yerine, hastanın genel sağlık durumunu da gözden geçirmek, altta yatan bu tür risk faktörlerini ele almak tedavinin başarısı için çok önemli olabilir.
Golfçü Dirseği ile Tenisçi Dirseği Arasındaki Farklar Nelerdir?
Bu iki rahatsızlık sıkça birbiriyle karıştırılır çünkü ikisi de dirsekte görülen benzer tendon problemleridir. Ancak aralarında çok temel ve net farklar vardır. Bu farkları bilmek, doğru tanı için kritik öneme sahiptir.
İki durum arasındaki temel ayrımlar aşağıdaki gibidir:
- Ağrının Yeri: Golfçü dirseğinde ağrı ve hassasiyet dirseğin iç kısmındaki kemik çıkıntısındadır. Tenisçi dirseğinde ise ağrı dirseğin dış kısmındadır.
- Etkilenen Kaslar: Golfçü dirseği, el bileğini büken ve avuç içini aşağı çeviren (fleksör-pronator) kasların tendonunu etkiler. Tenisçi dirseği ise el bileğini yukarı kaldıran (ekstansör) kasların tendonunu etkiler.
- Ağrıyı Tetikleyen Hareketler: Golfçü dirseğinde ağrı, avuç içi aşağı bakarken bir şeyi kaldırmak, bir topu fırlatmak veya el bileğini bükerek bir şeyi kavramakla artar. Tenisçi dirseğinde ise ağrı, bir bardağı doldururken, kapı kolunu çevirirken veya el bileğini yukarı doğru zorlarken artar.
- Görülme Sıklığı: Tenisçi dirseği, golfçü dirseğine göre yaklaşık 7 ila 10 kat daha sık görülür.
Kısacası ağrının dirseğinizin iç tarafında mı yoksa dış tarafında mı olduğu, bu iki rahatsızlığı birbirinden ayırmanın en kolay yoludur.
Golfçü Dirseğinin Belirtileri Nelerdir?
Golfçü dirseği genellikle yavaş yavaş gelişir ve belirtiler zamanla kötüleşme eğilimindedir. Başlangıçta sadece aktivite sırasında hissedilen hafif bir sızı, ilerleyen dönemlerde sürekli bir ağrıya dönüşebilir.
En sık karşılaşılan belirtiler şunlardır:
- Dirseğin iç kısmında noktasal hassasiyet ve ağrı
- Ağrının ön kolun iç tarafına doğru yayılması
- El sıkışırken veya bir nesneyi kavrarken ağrı
- El bileğini bükerken veya avuç içini aşağı çevirirken ağrı
- Kavrama gücünde zayıflık
- Sabahları dirsekte sertlik hissi
- Yüzük ve serçe parmaklarda uyuşma veya karıncalanma (ulnar sinir etkilenmişse)
Bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız, altta yatan nedenin tespiti ve doğru tedavi için bir uzmana danışmanız önemlidir.
Golfçü Dirseği Tanısı İçin Doktor Muayenesi Nasıl Yapılır?
Golfçü dirseği tanısı, büyük ölçüde hastanın anlattığı hikaye ve dikkatli bir fizik muayene ile konulur. Görüntüleme yöntemlerine genellikle ilk aşamada ihtiyaç duyulmaz. Muayene sırasında, öncelikle ağrının nerede olduğu ve hangi hareketlerle arttığı anlaşılmaya çalışılır.
Muayenenin en önemli adımı palpasyondur, yani doktorun parmaklarıyla bölgeyi muayene etmesidir. Golfçü dirseğinin en tipik bulgusu, dirseğin içindeki kemik çıkıntısının (medial epikondil) hemen altında, yaklaşık bir parmak ucu kadar aşağısında ve biraz önünde net bir hassasiyetin tespit edilmesidir. Bu nokta, sorunlu tendonun kemiğe yapıştığı yerdir.
Bunun yanı sıra tanıyı doğrulamak için bazı özel testler (provokatif manevralar) yapılır. Örneğin sizden el bileğinizi bükmeniz istenirken doktorunuz bu harekete direnç uygulayabilir. Eğer bu sırada dirseğinizin iç kısmında ağrı hissederseniz, bu golfçü dirseği için güçlü bir bulgudur. Bir diğer testte ise doktorunuz dirseğinizi düz tutarken el bileğinizi pasif olarak geriye doğru gerer. Bu hareket de sorunlu tendonu gererek ağrıyı ortaya çıkarabilir.
Ayrıca muayene sırasında eşlik edebilecek başka problemlerin olup olmadığı da mutlaka araştırılır. Özellikle dirseğin hemen arkasından geçen ulnar sinirin durumu kontrol edilir. Sinir üzerinde hassasiyet veya sinire hafifçe vurulduğunda parmaklara yayılan elektriklenme hissi (Tinel bulgusu), sinirin da bu durumdan etkilendiğini düşündürür.
Golfçü Dirseği Tanısında Görüntüleme Yöntemleri Ne Zaman Gerekir?
Daha önce de belirtildiği gibi, tipik bir golfçü dirseği vakasında tanı için röntgen, MR gibi görüntüleme yöntemlerine genellikle gerek yoktur. Ancak bazı özel durumlarda bu yöntemlere başvurmak gerekebilir.
Görüntüleme istemenin başlıca nedenleri şunlardır:
- Tanıdan emin olunamadığında
- Şikayetlerin atipik olması durumunda
- Uygulanan ameliyatsız tedavilere 3-6 ay boyunca yanıt alınamadığında
- Tendonda tam bir yırtık şüphesi olduğunda
- Dirsekte kireçlenme, kıkırdak hasarı veya sinir sıkışması gibi ek bir problemden şüphelenildiğinde
- Cerrahi tedavi planlanıyorsa
Bu durumlarda röntgen, ultrason veya MRG gibi yöntemler hem tanıyı kesinleştirmek hem de tedaviyi doğru bir şekilde planlamak için değerli bilgiler sunar.
Röntgen, Ultrason ve MR Gibi Görüntüleme Yöntemleri Golfçü Dirseği Hakkında Ne Bilgi Verir?
Her görüntüleme yönteminin kendine özgü avantajları vardır ve farklı bilgiler sunar. Röntgen filmleri, öncelikle kemik yapıları değerlendirir. Tendonları doğrudan göstermez ancak dirsekte kireçlenme, eklemde serbest bir kemik parçası veya eski bir kırık gibi ağrıya neden olabilecek başka kemik problemlerini dışlamak için kullanışlıdır. Uzun süredir devam eden kronik vakalarda, tendonun yapıştığı yerde küçük kalsiyum birikintileri görülebilir.
Ultrason (USG), tendonları değerlendirmek için son derece etkili, pratik ve zararsız bir yöntemdir. Deneyimli bir uzman tarafından yapıldığında, tendonun yapısı hakkında çok detaylı bilgi verir. Ultrason ile tendonun kalınlaşıp kalınlaşmadığı, içinde yıpranmaya bağlı koyu renkli alanlar (tendinozis) olup olmadığı, küçük yırtıkların varlığı ve tendon içinde anormal kan damarı oluşumları (neovaskülarizasyon) net bir şekilde görülebilir. Ayrıca ultrasonun dinamik olarak yani dirsek hareket ettirilirken de yapılabilmesi, bağların sağlamlığını ve sinirin hareketini değerlendirme imkanı sunar.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ise dirsekteki tüm yumuşak dokuları ve kemik yapıları en detaylı şekilde gösteren “altın standart” yöntemdir. Özellikle cerrahi planlanan veya tanının karmaşık olduğu vakalarda tercih edilir. MRG ile tendonun içindeki yıpranmanın derecesi, olası bir yırtığın boyutu, eklem kıkırdağının durumu bağların bütünlüğü ve sinirin çevresindeki ödem gibi bulgular çok net bir şekilde ortaya konulabilir.
Golfçü Dirseği İçin Ameliyatsız Tedavi Mümkün müdür?
Kesinlikle evet. Hatta golfçü dirseği tedavisinin temelini ameliyatsız, yani konservatif yöntemler oluşturur. Doğru ve sabırla uygulanan bir konservatif tedavi programı ile hastaların %90’ından fazlasında tam veya tama yakın bir iyileşme sağlanabilir. Bu süreçte önemli olan tedavinin sadece ağrıyı geçirmeye yönelik pasif bir bekleme süreci olmadığını anlamaktır. Aksine, bu hastanın da aktif olarak katılması gereken, tendonun kendini onarmasını ve yeniden güçlenmesini hedefleyen yapılandırılmış bir programdır. İstirahat, buz, ilaç gibi yöntemler daha çok alevli dönemi atlatmak ve rehabilitasyon programına başlayabilmek için birer basamaktır. Asıl tedavi, tendonun kontrollü bir şekilde yüklenerek iyileşmesini sağlayan egzersizlerdir.
Golfçü Dirseği Tedavisinin İlk Adımları Nelerdir?
Şikayetler yeni başladığında veya alevlendiğinde, tedavinin ilk hedefi ağrıyı kontrol altına almak ve tendona daha fazla zarar gelmesini önlemektir. Bu dönemde atılması gereken bazı temel adımlar vardır:
Bu ilk adımlar genellikle şunları içerir:
- Ağrıyı tetikleyen aktivitelerden kaçınmak (göreli istirahat)
- Ağrılı bölgeye günde birkaç kez 15-20 dakika buz uygulamak
- Gerekli durumlarda basit ağrı kesiciler kullanmak
- Dirseklik veya karşı-kuvvet bandajı kullanmak
Özellikle aktivite değişikliği bu dönemin en kritik parçasıdır. Tendona sürekli yük bindiren hareketlere bir süre ara vermek, iyileşme sürecinin başlayabilmesi için ona bir şans tanımak demektir. Dirseklik kullanımı ise kasların çekme kuvvetini tendondan alıp daha geniş bir alana yayarak, tendonun yapışma noktasındaki stresi azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bu yöntemler tek başına kalıcı bir çözüm sunmaz, asıl tedavi olan rehabilitasyon programına hazırlık niteliğindedir.
Fizik Tedavi Golfçü Dirseği İçin Neden Bu Kadar Önemlidir?
Fizik tedavi, golfçü dirseğinin ameliyatsız tedavisinin temel taşıdır ve uzun vadeli başarının anahtarıdır. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi, sorun sadece ağrı değil tendonun yapısının bozulmasıdır. Fizik tedavinin amacı, bu bozulmuş yapıyı yeniden düzenlemek, tendona tekrar esnekliğini ve gücünü kazandırmaktır. Bunu da tendonun “dilinden anlayan” tek bir yöntemle yapar: doğru ve aşamalı yükleme.
Program genellikle iki ana bileşenden oluşur. Birincisi, kısalmış ve gergin hale gelmiş olan ön kol kaslarını esnetmek için yapılan germe egzersizleridir. Bu tendona binen pasif gerilimi azaltır. İkinci ve daha da önemli olan bileşen ise güçlendirme egzersizleridir. Bu egzersizler, özellikle eksantrik kasılmalara odaklanır. Eksantrik kasılma, kasın yük altındayken uzayarak çalışmasıdır (örneğin elinizdeki bir ağırlığı yavaşça ve kontrollü bir şekilde aşağı indirmek). Bilimsel çalışmalar bu tür egzersizlerin tendon içindeki kollajen üretimini uyardığını ve liflerin yeniden düzenli bir şekilde hizalanmasını sağladığını göstermiştir. Yani eksantrik egzersizler, tendona adeta “nasıl iyileşeceğini öğreten” bir sinyal gönderir. Güçlendirme programı çok hafif başlar ve ağrıya izin vermeden, yavaş yavaş artırılır. Ayrıca iyi bir rehabilitasyon programı sadece dirseğe odaklanmaz; omuz, sırt ve kürek kemiği çevresindeki kasları da güçlendirerek tüm kolun bir bütün olarak doğru çalışmasını sağlar ve sorunun tekrarlamasını önler.
Golfçü Dirseği Tedavisinde Kullanılan Ağrı Kesici İlaçlar İşe Yarar mı?
Ağrı kesici ve anti-enflamatuar ilaçlar (NSAID’ler), golfçü dirseği tedavisinde rol oynayabilir ancak bu rol genellikle sınırlıdır. Özellikle şikayetlerin çok şiddetli olduğu akut dönemde, ağrıyı azaltarak hastanın günlük yaşamını sürdürmesine ve fizik tedaviye başlayabilmesine yardımcı olabilirler. Bu ilaçlar, ağrıyı geçici olarak maskeleyerek bir rahatlama sağlarlar.
Ancak bu ilaçların uzun süreli kullanımı genellikle önerilmez. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, daha önce de bahsettiğimiz gibi, kronik golfçü dirseği aktif bir iltihap durumu değil bir doku yıpranması (tendinozis) durumudur. Dolayısıyla anti-enflamatuar ilaçlar sorunun kökenine inmez, sadece semptomları baskılar. İkincisi, bazı çalışmalar bu ilaçların uzun süreli kullanımının tendon iyileşmesini olumsuz etkileyebileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle ilaçlar genellikle kısa süreli olarak tedavinin sadece bir parçası olarak ve mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Tendonun asıl ihtiyacı olan şey, ilaçlardan çok, doğru mekanik yüklenme ve dinlenmedir.
Golfçü Dirseği İçin Enjeksiyon Tedavileri Ne Zaman Düşünülmelidir?
Fizik tedavi ve diğer konservatif yöntemlere rağmen şikayetleri bir türlü geçmeyen, ağrısı günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren hastalarda enjeksiyon tedavileri bir seçenek olarak gündeme gelebilir. Enjeksiyonlar genellikle ikinci basamak bir tedavi olarak kabul edilir. Burada temel olarak iki farklı felsefeye sahip enjeksiyon türü vardır ve aralarındaki farkı anlamak, doğru kararı vermek için çok önemlidir. Bu seçeneklerden biri, semptomları hızla baskılamayı hedefleyen kortizon enjeksiyonu, diğeri ise vücudun kendi iyileşme mekanizmalarını tetiklemeyi amaçlayan biyolojik enjeksiyonlardır (PRP gibi). Bu iki seçenek arasında bir seçim yapmak, hastanın beklentileri, yaşam tarzı ve hedeflenen iyileşme süreci göz önünde bulundurularak doktor ile birlikte verilmesi gereken bir karardır.
Kortizon Enjeksiyonu Golfçü Dirseği İçin İyi Bir Çözüm müdür?
Kortizon enjeksiyonları, güçlü anti-enflamatuar etkileri sayesinde, enjekte edildikleri bölgedeki ağrıyı ve reaksiyonu hızla baskılama yeteneğine sahiptir. Bu nedenle şiddetli ve inatçı golfçü dirseği ağrısı olan bir hastada, enjeksiyon sonrası birkaç gün içinde belirgin bir rahatlama sağlayabilir. Bu hızlı etki hastanın “ağrı döngüsünü kırmasına” ve ara verdiği fizik tedavi programına geri dönebilmesine olanak tanıması açısından çok değerli olabilir.
Ancak kortizon enjeksiyonlarının madalyonun bir de öteki yüzü vardır. Sağladıkları rahatlama genellikle geçicidir. Yapılan birçok bilimsel çalışma, kortizonun kısa vadede (ilk 1-2 ay) etkili olduğunu ancak uzun vadede (6 ay-1 yıl) plaseboya (boş ilaç) veya hatta hiç tedavi almamaya göre bir üstünlüğü olmadığını, bazı durumlarda sonuçların daha bile kötü olabildiğini göstermiştir. Bunun nedeni, kortizonun altta yatan yıpranmış doku (tendinozis) sorununu çözmemesi, aksine kollajen üretimini baskılayarak tendonun yapısını daha da zayıflatabilmesidir. Ayrıca tekrarlanan kortizon enjeksiyonları tendon yırtığı, ciltte incelme ve renk değişikliği gibi ciddi yan etki riskleri taşır. Bu yüzden kortizon, kalıcı bir çözüm olarak değil çok seçilmiş vakalarda, fizik tedaviyi mümkün kılmak için bir “köprü tedavisi” olarak ve genellikle sadece bir kez düşünülmesi gereken bir yöntemdir.
PRP Gibi Biyolojik Tedaviler Golfçü Dirseği İçin Umut Vaat Ediyor mu?
PRP (Trombositten Zengin Plazma) tedavisi, kortizonun tam tersi bir felsefeye dayanır: Amaç semptomları baskılamak değil vücudun kendi iyileşme potansiyelini kullanarak hasarlı dokuyu onarmaktır. Bu yöntemde hastanın kendi kanından küçük bir miktar alınır, özel bir işlemle (santrifüj) kanın iyileşmeden sorumlu olan trombosit hücreleri ve büyüme faktörleri konsantre hale getirilir. Elde edilen bu trombositten zengin plazma, daha sonra ultrason rehberliğinde doğrudan yıpranmış olan tendonun içine enjekte edilir. Buradaki mantık, hasarlı bölgeye normalde kan yoluyla ulaşabileceğinden çok daha yüksek konsantrasyonda bir “onarım ekibi” göndermektir. Bu büyüme faktörlerinin, tendon hücrelerini uyararak yeni ve daha kaliteli kollajen üretimini teşvik etmesi ve başarısız iyileşme sürecini doğru yola sokması hedeflenir.
PRP’nin etkisi kortizon gibi ani değildir; iyileşme süreci zaman aldığı için belirgin faydaların görülmesi haftalar, hatta aylar sürebilir. Ancak sağlanan iyileşme, doku kalitesindeki bir artışa dayandığı için daha kalıcı olma potansiyeline sahiptir. PRP ile ilgili bilimsel çalışmaların sonuçları henüz birbiriyle tam tutarlı olmasa da birçok çalışma uzun vadede kortizona göre daha üstün sonuçlar verdiğini göstermektedir. Ancak PRP’nin başarısı, doğru hasta seçimine, uygulama tekniğine ve enjeksiyon sonrası doğru bir rehabilitasyon programına sıkı sıkıya bağlıdır.
Golfçü Dirseği Ameliyatı Ne Zaman Gerekli Olur?
Ameliyat, golfçü dirseği tedavisinde her zaman en son seçenektir. Hastaların çok küçük bir yüzdesi cerrahi tedaviye ihtiyaç duyar. Ameliyat kararı, ancak iyi planlanmış ve sabırla uygulanmış, en az 6 ay, bazen de 1 yıl süren ameliyatsız tedavi yöntemlerinin (aktivite düzenlemesi, fizik tedavi, enjeksiyonlar vb.) hepsinin denenmesine rağmen hastanın ağrılarının günlük yaşamını veya işini yapmasını engelleyecek düzeyde devam etmesi durumunda alınır. Yani cerrahi, “diğer her şeyin başarısız olduğu” inatçı ve kronik vakalar için saklanan bir çözümdür. Ameliyat öncesi, tanıyı kesinleştirmek ve eşlik edebilecek başka bir sorun (örneğin bağ yırtığı veya sinir sıkışması) olup olmadığını görmek için genellikle bir MRG çekilir.
Golfçü Dirseği Ameliyatı Nasıl Yapılır ve Sonuçları Nasıldır?
Golfçü dirseği için uygulanan farklı cerrahi teknikler (açık, artroskopik) olsa da hepsinin ortak bir amacı vardır: hastalığa neden olan yıpranmış, kalitesiz ve ağrılı tendon dokusunu temizlemek (debridman). Ameliyat sırasında cerrah, dirseğin iç kısmından küçük bir kesi ile sorunlu tendona ulaşır. Sağlıklı tendon dokusu parlak beyaz ve lifli bir yapıdayken, hastalıklı tendinozis dokusu gri, gevşek ve düzensiz bir görünümdedir. Cerrah, bu anormal dokuyu, alttaki sağlam ve kanayan tendon liflerine ulaşana kadar dikkatlice temizler. Bazen, temizlenen tendonun kalan sağlam kısmı, dikiş ankorları adı verilen özel implantlarla kemiğe yeniden sıkıca tutturulur.
Doğru hasta seçimi yapıldığında, golfçü dirseği ameliyatının sonuçları oldukça yüz güldürücüdür. Başarı oranları %90’ın üzerindedir. Hastaların büyük çoğunluğu ameliyat sonrası ağrılarında belirgin bir azalma ve kavrama gücünde artış olduğunu ifade eder. Ameliyat sonrası bir fizik tedavi süreci ile hastalar genellikle birkaç ay içinde günlük yaşamlarına ve spora dönebilirler. Her cerrahi işlem gibi golfçü dirseği ameliyatının da bazı riskleri vardır, ancak bunlar nadirdir.
Olası komplikasyonlar arasında şunlar sayılabilir.
- Enfeksiyon
- Sinir hasarı
- Ameliyat sonrası sertlik
- Ağrının devam etmesi

Among the orthopedic doctors in Ankara, Prof. Dr. Murat Demirel completed his primary education at Ankara Kavaklıdere Primary School, and his secondary and high school education at Ankara Atatürk Anatolian High School. In 1998, he graduated from Ankara University Faculty of Medicine, and completed his residency, which he began at Ankara Numune Training and Research Hospital 1st Orthopedics and Traumatology Clinic, in 2004.
Prof. Dr. Demirel continued his academic studies within the Ankara University Institute of Health Sciences and is recognized for his expertise in orthopedics and traumatology. Throughout his professional career, he has carried out numerous surgical operations, academic publications, and scientific studies.