Omuz labrum yırtığı, omuz ekleminde kıkırdak halkasının zedelenmesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Labrum, eklemi stabilize eden yapıdır ve yırtıldığında omuzda ağrı, güvensizlik hissi ve hareket kısıtlılığına neden olabilir. Sporcularda ve tekrarlayan zorlanmalarda daha sık görülür.
Omuz labrum yırtığı belirtileri arasında omuzda derin ağrı, omuzun yerinden çıkacakmış hissi, tekrarlayan çıkıklar ve hareket sırasında klik sesi sayılabilir. Özellikle atma, kaldırma ve ani yön değiştirme hareketlerinde şikâyetler belirginleşir ve günlük aktiviteleri olumsuz etkiler.
Tanı, klinik muayene bulguları ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile konulur. MR artrografi, labrum yırtıklarını daha net ortaya koyar. Doğru tanı, uygun tedavi planının yapılması ve gereksiz girişimlerden kaçınılması açısından büyük önem taşır.
Tedavi seçenekleri yırtığın tipi, boyutu ve hastanın aktivite düzeyine göre değişir. Hafif vakalarda konservatif yöntemler tercih edilirken, ileri olgularda artroskopik cerrahi uygulanır. Rehabilitasyon süreci, omuz fonksiyonlarının geri kazanılmasında ve tekrar sakatlanmanın önlenmesinde kritik rol oynar.
Yazı İçeriği
Omuz Labrumu Nedir ve Ne İşe Yarar?
Omuz eklemini daha iyi anlamak için basit bir benzetme yapalım: Bu eklem, bir top (kol kemiğinin başı) ve sığ bir yuvadan (kürek kemiğindeki glenoid) oluşur. Bu yuva, topa kıyasla oldukça sığ ve küçüktür. İşte labrum, tam da bu noktada devreye giren, yuvayı çepeçevre saran, contaya benzer, esnek ama sağlam bir kıkırdak halkadır. Görevi basit gibi görünse de omuz sağlığı için paha biçilmezdir.
Peki, bu küçük yapı omuz için neden bu kadar kritiktir? Labrumun birkaç temel fonksiyonu vardır:
- Yuvayı Derinleştirir: Labrum, sığ olan glenoid yuvasının derinliğini ve yüzey alanını neredeyse %50 oranında artırır. Bunu, düz bir tabağın kenarlarına bir halka ekleyerek onu bir kâseye dönüştürmek gibi düşünebilirsiniz. Bu sayede çok daha büyük olan topun yuva içinde güvenle kalmasını sağlar. Adeta bir tekerlek takozu gibi çalışarak omuzun yerinden çıkmasını zorlaştırır.
- Vakum Etkisi Sağlar: Labrum, eklem yüzeylerine sıkıca yapışarak bir conta görevi görür ve eklem içinde negatif basınç, yani bir vakum etkisi oluşturur. Bu emme kuvveti, topu yuvaya doğru çekerek eklemin stabilitesini pasif olarak artırır. Labrum yırtıldığında bu conta bozulur, vakum etkisi kaybolur ve omuzda o sinir bozucu “boşluk” veya “kayma” hissi ortaya çıkar.
- Bağlara Destek Olur: Omuz eklemini bir arada tutan ve stabilitesini sağlayan en önemli bağlar (ligamentler), doğrudan labruma tutunur. Özellikle omuzun öne çıkmasını engelleyen ana bağ kompleksi ve pazı (biceps) kasının uzun tendonu, gücünü labrumdan alır. Bu yüzden labrum yırtıkları, genellikle bu bağların da işlevini bozarak daha büyük bir istikrarsızlık sorununa yol açar.
- Derin Duyu Sağlar: Labrum ve ona bağlı olan yapılar beynimize eklemin o anki pozisyonu ve hareketi hakkında sürekli olarak sinyaller gönderen milyonlarca sinir ucuyla doludur. Bu “propriosepsiyon” adı verilen derin duyu, beynimizin omuz çevresindeki kasları (rotator manşet gibi) anlık olarak koordine etmesini sağlar. Labrum yırtıldığında bu iletişim ağı bozulur. Kasların zamanlaması şaşar ve eklemi koruma görevini tam yapamaz hale gelirler. Bu durum omuzu daha da savunmasız bırakarak yeni yaralanmalara zemin hazırlar.
Omuz Labrum Yırtığı Nedir?
Omuz labrum yırtığı, omuz eklemindeki soket yapıyı çevreleyen fibro-kıkırdak dokunun (labrum) hasar görmesidir. Bu yapı, kol kemiğinin omuz yuvasında stabil durmasına yardımcı olur. Travma, tekrarlayan zorlayıcı hareketler veya ani çekme kuvvetleri sonucu yırtık meydana gelebilir. Yırtık, ağrı, omuzda güvensizlik hissi ve hareket kısıtlılığı ile kendini gösterebilir. Tedavi; istirahat, fizik tedavi veya cerrahi olabilir.
Labrum Yırtıklarının İyileşme Potansiyeli Neden Farklıdır?
Bir labrum yırtığının kendi kendine iyileşip iyileşemeyeceği veya ameliyatının ne kadar başarılı olacağı, tamamen yırtığın nerede olduğuna bağlıdır. Bunun tek bir temel nedeni vardır: kanlanma. Tıpkı bir bitkinin büyümek için suya ihtiyaç duyması gibi, dokularımızın da iyileşebilmesi için kana, yani kanın taşıdığı oksijen ve besinlere ihtiyacı vardır. Labrumun kanlanması ise her bölgede aynı değildir.
Labrum, kan damarlarını esas olarak dış kenarından, yani eklem kapsülüne yapıştığı yerden alır. Eklemin içine bakan iç kenarı ise neredeyse tamamen damarsızdır. Bu durum bir “iyileşme paradoksu” yaratır.
- Üst Labrum (SLAP Yırtıkları Bölgesi): Labrumun üst kısmı, özellikle pazı (biceps) tendonunun yapıştığı nokta, kan damarları açısından en fakir bölgedir. Bu bölgedeki doku, yoğun, sert ve beslenmesi zayıf bir yapıdadır. Ayrıca iyileşmeyi tetikleyecek onarıcı hücrelerin sayısı da burada en azdır. Bu biyolojik dezavantaj, SLAP yırtıklarının neden kendi kendine iyileşme ihtimalinin çok düşük olduğunu ve neden bu bölgeye yapılan tamir ameliyatlarının sonuçlarının daha öngörülemez olduğunu açıklar.
- Alt Labrum (Bankart Yırtıkları Bölgesi): Tam tersine, labrumun alt kısmı, özellikle omuz çıkıklarında hasar gören ön-alt bölgesi, kan damarları açısından çok zengindir. Bu bölge, adeta canlı ve dinamik bir dokudur. Onarıcı hücrelerden zengin olması, bu bölgedeki travmatik yırtıkların iyileşme potansiyelini artırır. İşte bu yüzden Bankart yırtıklarına yönelik yapılan tamir ameliyatlarının başarı oranları biyolojik olarak desteklendiği için oldukça yüksektir.
Bu temel biyolojik fark, bir ortopedi uzmanının neden her labrum yırtığına aynı şekilde yaklaşmadığını, yırtığın yerine ve hastanın durumuna göre neden farklı tedavi stratejileri önerdiğini anlamamızı sağlar.
Omuz Labrum Yırtıkları Hangi Sebeplerle Oluşur?
Labrum yırtıkları, omuz eklemini zorlayan çeşitli mekanizmalarla ortaya çıkabilir. Yırtığın oluşma şekli, genellikle yırtığın tipini ve yerini de belirler. Başlıca nedenler şunlardır:
Ani Travmalar: Bu en sık görülen nedenlerden biridir. Genellikle omuza binen ani ve şiddetli bir kuvvet sonucu oluşur.
- Açık el üzerine düşme
- Omuza doğrudan darbe alma
- Ani ve güçlü bir çekme hareketi
- Kolu şiddetli bir şekilde baş üzerine uzatma
- Trafik kazaları
Omuz Çıkığı: Travmatik yırtıkların en yaygın sebebidir. Omuz topuzu yuvasından öne doğru çıktığında, neredeyse her zaman labrumun ön-alt kısmında “Bankart” adı verilen yırtık oluşur. Bu omuzun tekrar tekrar çıkmasının da ana nedenidir.
Tekrarlayan Zorlanmalar: Bu tür yırtıklar, zamanla biriken küçük ve tekrarlayan travmalar sonucu yavaş yavaş gelişir. Tek bir büyük olay yerine, binlerce küçük zorlanmanın birikimi söz konusudur.
- Baş üstü sporlar (voleybol, tenis, yüzme, hentbol)
- Fırlatma sporları (beyzbol, cirit atma)
- Ağır yük taşıyan veya tekrarlayan baş üstü hareketler gerektiren meslekler
Yaşa Bağlı Yıpranma (Dejenerasyon): Yaş ilerledikçe, tıpkı cildimizin kırışması gibi, labrum da esnekliğini ve sağlamlığını kaybeder. Dokuda saçaklanmalar, incelmeler ve küçük yırtıklar oluşabilir. Bu tür yırtıklar genellikle 40 yaş üstü bireylerde görülür ve çoğu zaman herhangi bir belirti vermeden, başka bir nedenle çekilen omuz MR’larında tesadüfen saptanabilir.
En Sık Görülen Labrum Yırtığı Tipleri Nelerdir?
Labrum yırtıkları, omuzun neresinde meydana geldiklerine ve nasıl bir hasar oluşturduklarına göre sınıflandırılır. Her yırtık tipi, farklı bir yaralanma mekanizmasını yansıtır ve farklı klinik sorunlara yol açar. En sık karşılaşılan labrum yırtığı tipleri şunlardır:
- SLAP Yırtığı: Labrumun üst kısmında, pazı (biceps) tendonunun yapıştığı yerde meydana gelen yırtıklardır. Genellikle tekrarlayan baş üstü hareketler veya ani çekme yaralanmaları sonucu oluşur.
- Bankart Yırtığı: Labrumun ön-alt kısmının, omuzun öne çıkması sonucu glenoid yuvasından sıyrılmasıdır. Travmatik omuz çıkıklarının en tipik lezyonudur.
- Kemik (Bony) Bankart: Bankart yırtığı ile birlikte glenoid yuvasının kenarından bir kemik parçasının da kopmasıdır. Bu durum omuz stabilitesini daha da ciddi şekilde bozar.
- Posterior (Arka) Labrum Yırtığı: Daha nadir görülür ve genellikle omuzun arkaya doğru çıkması veya tekrarlayan arka zorlanmalar sonucu oluşur.
- Dejeneratif Yırtık: Labrumun yaşa bağlı olarak saçaklanması ve yıpranmasıdır. Genellikle belirti vermez.
Labrum Yırtığının Belirtileri Nelerdir?
Labrum yırtıklarının belirtileri genellikle sinsi başlar ve diğer omuz sorunlarıyla (örneğin rotator manşet yırtıkları) kolayca karışabilir. Ancak bazı tipik şikayetler, labrumdan şüphelenmek için önemli ipuçları verir. Hastaların en sık dile getirdiği labrum yırtığı belirtileri şunlardır:
- Omuzun içinde, derinde hissedilen künt bir ağrı
- Özellikle baş üstü aktivitelerle artan ağrı
- Hareket sırasında takılma veya kilitlenme hissi
- Omuzdan gelen “tıkırtı”, “çıtırtı” veya “klik” sesleri
- Omzun “yerinden çıkacakmış gibi” olması veya “boşa kayması” hissi
- Belirli kol pozisyonlarında hissedilen güvensizlik
- Kolda ani güçsüzlük veya yorgunluk hissi
- Fırlatma sporcularında hız ve isabet kaybı (“ölü kol” hissi)
- Gece uykudan uyandıran ağrı
Labrum Yırtığı Tanısı İçin Hangi Yöntemler Kullanılır?
Doğru tanı koymak, yapbozun parçalarını birleştirmek gibidir. Bu süreç detaylı bir hasta öyküsü, dikkatli bir fizik muayene ve gelişmiş görüntüleme yöntemlerinin bir araya getirilmesini gerektirir.
Öncelikle hastanın şikayetleri dinlenir. Ağrının nasıl başladığı, hangi hareketlerle arttığı, herhangi bir travma veya omuz çıkığı öyküsü olup olmadığı gibi detaylar sorgulanır. Ardından, omuz ekleminin hareket açıklığı, kas gücü ve stabilitesi değerlendirilir. Labrum yırtığını düşündüren bazı özel fizik muayene testleri uygulanarak yırtığın varlığı ve yeri hakkında önemli ipuçları elde edilir.
Ancak kesin tanı için görüntüleme yöntemleri vazgeçilmezdir. Tanı sürecinde kullanılan yöntemler şunlardır:
- Röntgen: Labrumu göstermese de kemik yapıları değerlendirmek, kemik kopması (Bony Bankart) veya kireçlenme gibi ek sorunları tespit etmek için ilk adımdır.
- Manyetik Rezonans (MR): Labrum gibi yumuşak dokuları görüntülemek için en iyi yöntemdir.
- MR Artrografi (MRA): Eklem içine özel bir boya (kontrast madde) verilerek çekilen MR’dır. Bu sıvı, yırtık hattının içine sızarak yırtığı çok daha belirgin hale getirir.
- 3-Tesla (3T) MR: Günümüzde, yüksek manyetik alan gücüne sahip 3-Tesla MR cihazları, eklem içine iğne ile girilmesine gerek kalmadan, MR Artrografi’ye yakın bir tanısal doğruluk sunmaktadır. Bu hem hasta konforu hem de maliyet etkinliği açısından önemli bir avantajdır ve çoğu durumda ilk tercih edilen gelişmiş görüntüleme yöntemi haline gelmiştir.
Labrum Yırtıkları Ameliyatsız Tedavi Edilebilir mi?
Evet, labrum yırtıklarının önemli bir kısmı, özellikle de dejeneratif ve küçük yırtıklar, ameliyatsız yöntemlerle başarılı bir şekilde yönetilebilir. Ameliyatsız tedavinin temel felsefesi, yırtığın kendisini onarmak değil omuzun etrafındaki “dinamik” destek sistemini, yani kasları güçlendirerek, hasar görmüş “statik” destek sisteminin (labrum) eksikliğini telafi etmektir. Bu biyolojik bir tamirden çok, fonksiyonel bir çözümdür.
Ameliyatsız tedavinin başarısı, doğru hasta seçimine bağlıdır. Genç, aktif ve travmatik omuz çıkığı yaşamış bir sporcuda bu yöntem genellikle başarısız olurken, orta yaş ve üzeri, daha az aktif ve belirgin bir güvensizlik hissinden çok ağrı şikayeti olan hastalarda oldukça etkili olabilir.
Yapılandırılmış bir ameliyatsız tedavi programının temel bileşenleri şunlardır:
- Aktivite Düzenlemesi: Ağrıyı tetikleyen hareketlerden ve aktivitelerden bir süre kaçınmak.
- Buz Uygulaması: Özellikle aktivite sonrası ağrı ve şişliği kontrol etmek için.
- İlaç Tedavisi: Ağrı ve inflamasyonu azaltmak için antienflamatuar ilaçlar.
- Fizik Tedavi: Tedavinin en önemli parçasıdır. Amaç omuz çevresindeki kasları güçlendirerek ekleme binen yükü azaltmak ve omuzun hareket kontrolünü yeniden sağlamaktır. Fizik tedavide özellikle odaklanılan kas grupları şunlardır:
- Rotator manşet kasları
- Kürek kemiği (skapula) çevresi kasları
- Eklem İçi Enjeksiyonlar: Ciddi ağrı ve inflamasyon varlığında, fizik tedaviye katılımı kolaylaştırmak amacıyla kortizon enjeksiyonları geçici bir rahatlama sağlayabilir.
- Genellikle 3 ila 6 aylık düzenli bir fizik tedavi programına rağmen şikayetleri devam eden hastalarda cerrahi tedavi bir seçenek olarak değerlendirilir.
Labrum Yırtıkları İçin Ne Zaman Ameliyat Gerekir?
Cerrahi tedavi, ameliyatsız yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda veya bazı özel koşullarda gündeme gelir. Ameliyat kararı, hastanın yaşam tarzı, beklentileri ve yırtığın özelliklerine göre kişiselleştirilir. Ameliyat gerektiren başlıca durumlar şunlardır:
- Ameliyatsız Tedavinin Başarısız Olması: 3-6 aylık kapsamlı bir fizik tedavi programına rağmen devam eden ağrı, takılma veya fonksiyon kaybı.
- Tekrarlayan Omuz Çıkıkları: Özellikle genç ve aktif bireylerde ilk omuz çıkığından sonra bile, tekrarlama riskini azaltmak için cerrahi önerilebilir. Bankart yırtığı varlığında omuzun tekrar çıkma riski çok yüksektir.
- Mekanik Belirtiler: Eklemin kilitlenmesine veya takılmasına neden olan büyük ve yerinden oynamış bir yırtık parçasının varlığı.
- Yüksek Aktivite Seviyesi: Profesyonel veya rekabetçi seviyede spor yapan atletlerde, eski performans seviyesine dönebilmek için cerrahi tedavi genellikle ilk seçenektir.
- Önemli Kemik Kaybı: Yırtığa, glenoid yuvasında kemik kaybının eşlik ettiği “Kemik Bankart” lezyonları, omuz stabilitesini ciddi şekilde bozduğu için neredeyse her zaman cerrahi müdahale gerektirir.
Labrum Yırtığı Ameliyatında Hangi Teknikler Kullanılır?
Günümüzde labrum yırtığı ameliyatları, büyük kesilere gerek kalmadan, neredeyse tamamen artroskopik (kapalı) yöntemle gerçekleştirilmektedir. Bu teknikte, omuza açılan birkaç küçük delikten bir kamera ve özel cerrahi aletler sokularak eklemin içi görüntülenir ve onarım yapılır. Kullanılacak teknik, yırtığın tipine ve yerine göre değişir.
- Debridman (Temizleme): Küçük, stabil ve dejenere olmuş labrum saçaklarının temizlenmesi işlemidir. Genellikle instabiliteye neden olmayan Tip 1 SLAP gibi durumlarda tercih edilir.
- Tamir (Onarım): Yırtılan labrum parçasının, “dikiş çıpaları” (suture anchor) adı verilen özel implantlar kullanılarak kemiğe geri dikilmesi işlemidir. Bu çıpalar kemiğe yerleştirilir ve üzerlerindeki sağlam dikişlerle labrum olması gereken yere sabitlenir. Bankart yırtıklarının standart tedavisidir.
- Biceps Tenodezi veya Tenotomisi: Özellikle 40 yaş üstü hastalardaki SLAP yırtıklarında giderek daha fazla tercih edilen bir yöntemdir. Ağrının asıl kaynağının genellikle yıpranmış labrumdan çok, ona yapışan biceps tendonu olduğu anlaşıldığından, bu prosedürde sorunlu biceps tendonu labrumdan kesilir. Tenodezde, bu tendon kol kemiğinde farklı bir yere sabitlenir. Tenotomide ise sadece serbest bırakılır. Bu yöntem iyileşme potansiyeli zayıf bir dokuyu onarmaya çalışmak yerine, ağrının kaynağını ortadan kaldırmayı hedefler ve hasta memnuniyeti oldukça yüksektir.
Labrum Yırtığı Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır?
Labrum tamiri ameliyatının başarısı, cerrahi tekniğin kalitesi kadar, ameliyat sonrası titizlikle uygulanacak rehabilitasyon programına da sıkı sıkıya bağlıdır. Bu süreç sabır ve kararlılık gerektirir. İyileşme süreci genellikle aşamalara ayrılır.
- Faz 1: Maksimum Koruma (İlk 4-6 Hafta): Ameliyat sonrası en kritik dönemdir. Amaç yapılan tamiri her türlü riskten korumaktır.
Kol askısı kullanımı (genellikle sürekli)
Belirli hareketlerin kesinlikle kısıtlanması (örneğin Bankart tamiri sonrası dışa döndürme)
Sadece fizyoterapist eşliğinde yapılan nazik pasif hareketler
- Faz 2: Hareketin Geri Kazanılması (6-12 Hafta): Kol askısı yavaş yavaş bırakılır ve aktif hareketlere başlanır.
Omuz eklem hareket açıklığını artırmaya yönelik egzersizler
Omuz ve kürek kemiği çevresi kaslarını güçlendirmeye yönelik hafif izometrik egzersizler
- Faz 3: İleri Güçlendirme (3-5 Ay): Amaç omuzun tam gücünü ve fonksiyonunu geri kazanmaktır.
Daha zorlayıcı kuvvetlendirme egzersizleri
Omuzun kontrolünü ve stabilitesini artırmaya yönelik çalışmalar
- Faz 4: Spora ve Aktiviteye Dönüş (4-6+ Ay): Bu son aşama, hastanın ameliyat öncesi aktivite seviyesine güvenle dönmesini hedefler.
Spora özgü hareketlerin ve antrenmanların başlaması
Kademeli ve kontrollü bir şekilde tam aktiviteye geçiş
Temas sporlarına veya baş üstü fırlatma sporlarına tam dönüş, genellikle ameliyattan sonra en az 6 ay, bazen daha uzun sürebilir. Bu süreçte aceleci davranmak, yapılan tamirin başarısız olmasına neden olabilir.

Among the orthopedic doctors in Ankara, Prof. Dr. Murat Demirel completed his primary education at Ankara Kavaklıdere Primary School, and his secondary and high school education at Ankara Atatürk Anatolian High School. In 1998, he graduated from Ankara University Faculty of Medicine, and completed his residency, which he began at Ankara Numune Training and Research Hospital 1st Orthopedics and Traumatology Clinic, in 2004.
Prof. Dr. Demirel continued his academic studies within the Ankara University Institute of Health Sciences and is recognized for his expertise in orthopedics and traumatology. Throughout his professional career, he has carried out numerous surgical operations, academic publications, and scientific studies.