Ankara’da ortopedi ve travmatoloji alanında bir tedavi arayışında olanlar için şehrimiz, adeta farklı uzmanlık alanlarına sahip büyük bir sağlık merkezi gibidir. Her biri kendi karakteri, güçlü yönleri ve odaklandığı alanlar olan devletimize bağlı büyük hastanelerimiz bulunur. Bu durum hastalar için muazzam bir şanstır; çünkü rahatsızlığınız ne olursa olsun, ihtiyacınıza en uygun bilgi birikimine ve teknolojiye sahip bir kurumu bulma imkânınız vardır. Bazı hastanelerimiz devasa kapasiteleriyle en acil travma vakalarına anında müdahale ederken, bazıları en nadir görülen hastalıklar üzerine bilimsel araştırmalar yürüterek tıbbın sınırlarını zorlar. Bir diğeri ise mühendislik ve tıbbı birleştirerek kişiye özel çözümler sunar.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ni düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen kelime “ölçek” olmalıdır. Burası, bir sağlık kurumundan çok, adeta bir sağlık şehri gibi tasarlanmıştır. Temel amacı, çok geniş bir coğrafyadan gelen binlerce hastaya, modern, verimli ve kalitesi kanıtlanmış bir sağlık hizmeti sunmaktır. Ortopedi ve Travmatoloji hizmetleri de bu devasa kampüs içinde, özellikle kas-iskelet ve sinir sistemi hastalıkları için ayrılmış olan Nöroloji ve Ortopedi Hastanesi binasında toplanmıştır. Bu odaklanmış bir hizmet anlayışının en güzel örneğidir.

Bu özel binanın içinde ortopedi kliniğine ayrılan 132 yatak, hem hasta konforunu hem de günümüzün en önemli konularından biri olan enfeksiyon kontrolünü ön planda tutan tek veya iki kişilik odalarda bulunur. Kliniğin ameliyat kapasitesi ise gerçekten etkileyicidir. Tam 12 adet ameliyathane, en ileri teknolojilerle donatılmış olarak sürekli hizmet vermektedir. Bu altyapı, hastanenin her gün çok sayıda ameliyatı en yüksek güvenlik standartlarında yapabilmesini sağlar. Bir düşünün, aynı anda 12 farklı ortopedi ameliyatının yapılabildiği bir merkezden bahsediyoruz. Bu özellikle büyük trafik kazaları veya doğal afetler gibi çok sayıda yaralının aynı anda geldiği durumlar için hayati bir güvencedir.

Hastanenin hekim kadrosu da bu büyük yapıya uygun şekilde hem çok tecrübeli hem de kalabalıktır. Alanında isim yapmış profesörler, doçentler ve uzman hekimler, her gün yüzlerce hastaya hizmet verirken, bir yandan da geleceğin ortopedi uzmanlarını yetiştiren büyük bir eğitim ordusuna liderlik ederler. Klinikte çok sayıda asistan hekimin eğitim alıyor olması, buranın ne kadar dinamik ve aktif bir merkez olduğunun bir göstergesidir.

Uluslararası alanda tanınırlığını pekiştiren en önemli unsurlardan biri ise kliniğin bir “AO Travma Eğitim Merkezi” olmasıdır. AO Vakfı, dünya genelinde kırık cerrahisinin standartlarını belirleyen, en saygın uluslararası kuruluştur. Bir hastanenin bu vakıf tarafından eğitim merkezi olarak seçilmesi, orada yapılan kırık tedavilerinin en güncel bilimsel verilere dayandığı ve uluslararası en iyi uygulamalarla birebir aynı olduğu anlamına gelir. Bu hastalar için bir nevi “kalite güvencesi” demektir.

Peki, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde hangi ortopedik sorunlar için tedavi alabilirsiniz? Aslında cevap çok basit: Ortopedinin neredeyse tüm alanları. Klinik, geniş bir yelpazede hizmet sunmaktadır. Kliniğin temel hizmet verdiği alanlar şu şekildedir.

  • Travmatoloji, yani her türlü kırık, çıkık ve yaralanmalar
  • Eklem protez cerrahisi (artroplasti)
  • Omurga cerrahisi
  • Spor yaralanmaları ve kapalı ameliyatlar (artroskopi)
  • Çocuk ortopedisi
  • Kemik ve yumuşak doku tümörleri (ortopedik onkoloji)
  • El ve el bileği cerrahisi
  • Ayak ve ayak bileği cerrahisi

Kliniğin en güçlü olduğu ve en çok öne çıktığı alan şüphesiz travmatolojidir. Acil serviste 7/24 hazır bekleyen özel bir travma ekibi bulunur. Bu ekip, trafik kazaları, yüksekten düşmeler veya iş kazaları gibi ciddi yaralanmalarla gelen hastalara anında müdahale eder. Yılda binlerce travma hastasının tedavi edildiği bu merkez, özellikle vücudunda birden fazla kırığı olan hayati tehlikesi bulunan “poltravma” hastaları için bölgenin en önemli başvuru noktasıdır.

Bunun yanı sıra kalça ve diz kireçlenmesi nedeniyle protez ameliyatı olması gereken hastalar için de yüksek hacimli bir merkezdir. Her yıl yüzlerce hastanın diz ve kalça protezi ameliyatı burada başarıyla gerçekleştirilir. Bu “yüksek hacim”, hem ekibin tecrübesini artırır hem de süreçlerin daha standart ve güvenli hale gelmesini sağlar.

Özetle Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nin misyonu, etkinliği kanıtlanmış en iyi tedavi yöntemlerini, devasa bir altyapı ve tecrübeli bir ekiple, çok sayıda hastaya güvenli ve verimli bir şekilde ulaştırmaktır. Eğer acil bir travma durumuyla karşılaştıysanız veya yaygın görülen bir ortopedik sorun için standartları belirlenmiş, güvenilir bir tedavi arıyorsanız, burası sizin için en doğru adreslerden biridir.

Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri

Hacettepe Üniversitesi, tıp alanında bir marka gibidir. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı da bu markanın en parlak yıldızlarından biridir. Hacettepe’yi diğer hastanelerden ayıran temel felsefe, sadece bilineni en iyi şekilde uygulamak değil aynı zamanda bilinmeyeni araştırmak, tıp bilimini bir adım ileriye taşımak ve en karmaşık, en zorlu vakalara çözüm bulmaktır. Burası, standart tedavilerin yetersiz kaldığı durumlar için bir umut kapısıdır.

Kliniğin çalışma sistemi, bu felsefeyi yansıtan eşsiz bir yapıya sahiptir. Klinik, kendi içinde dört ana çalışma grubuna ayrılmıştır. Bu model, her hekimin kendi alanında derinlemesine uzmanlaşmasını sağlar. Yani omuz sorununuz varsa, sadece omuz cerrahisiyle ilgilenen bir ekibe, omurga sorununuz varsa hayatını omurga hastalıklarına adamış bir ekibe emanet edilirsiniz. Bu “her işi biraz bilmek” yerine, “tek bir işi mükemmel bilmek” anlayışının bir sonucudur.

Bu grupların her biri belirli alanlarda odaklanmıştır. Grup A, hem çocukların hem de yetişkinlerin omurga sorunları, kemik tümörleri ve karmaşık ayak rahatsızlıkları ile ilgilenir. Grup B, spor yaralanmaları ve artroskopik cerrahi yani kapalı ameliyatlar konusunda uzmanlaşmıştır. Omuz, dirsek ve el ile ilgili tüm sorunlar da bu grubun sorumluluğundadır. Grup C, kireçlenme ve eklem aşınması gibi sorunlarla ilgilenir. Özellikle daha önce takılmış ve sorun çıkaran protezlerin değiştirildiği “revizyon” ameliyatları gibi en zorlu operasyonlar bu grubun uzmanlık alanıdır. Son olarak Grup D, tamamen çocuk hastalara adanmıştır. Doğuştan kalça çıkığından büyüme plağı yaralanmalarına kadar pediatrik ortopedinin tüm alanlarında hizmet verir.

Hacettepe’nin gücü, sadece bu mükemmel organizasyon yapısından değil aynı zamanda her biri kendi alanında birer bilim insanı olan seçkin hekim kadrosundan gelir. Bu hekimlerin birçoğunun “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listelerinde yer alması, tesadüf değildir. Onlar, sadece hasta tedavi etmekle kalmaz, aynı zamanda yaptıkları araştırmalarla tüm dünyadaki ortopedi bilimine yön verirler.

Teknoloji ve yenilikçilik, Hacettepe’nin DNA’sında vardır. Hastanede robotik cerrahi birçok alanda kullanılırken, ortopedi kliniği bu teknolojiyi bir adım öteye taşımıştır. Klinik, henüz dünyada bile yeni olan “robotik omuz ve kalça artroskopisi” gibi tekniklerin mümkün olup olmadığını araştıran temel bilimsel çalışmalar yapmıştır. Bu bir teknolojiyi sadece satın alıp kullanmak değil o teknolojinin geleceğini tasarlamak demektir. Bu öncü ruh, hastalar için en yeni ve en etkili tedavi yöntemlerine erişim anlamına gelir. Hacettepe’nin yenilikçi ve araştırmacı yaklaşımının öne çıktığı bazı alanlar şunlardır:

  • Robotik eklem cerrahisi üzerine temel araştırmalar
  • Menisküs nakli gibi ileri düzey spor cerrahisi teknikleri
  • Karmaşık kemik tümörlerinde uzuv koruyucu cerrahiler
  • Ciddi kemik kaybı olan omuzlarda ters omuz protezi uygulamaları
  • Çocuklarda görülen nadir doğumsal anomalilerin tedavisi

Sporcu sağlığı alanında da en ileri teknolojiler kullanılır. Kas gücünü sayısal olarak ölçen izokinetik sistemler veya bir bağın gevşekliğini milimetrik olarak tespit eden özel cihazlar, tedavinin her aşamasında bilimsel verilerle hareket edilmesini sağlar. Ayrıca hastanenin Türkiye’nin en büyük doku ve organ nakli merkezlerinden biri olması, kemik kanseri hastaları için büyük bir avantajdır. Kanserli bir kemik çıkarıldığında, oluşan boşluğu doldurmak için gereken kemik dokuları, bu merkez sayesinde güvenle temin edilebilir.

Sonuç olarak Hacettepe Ortopedi Kliniği, bir tedavi merkezinden çok daha fazlasıdır; bir bilim ve inovasyon kalesidir. Eğer standart tedavilerin işe yaramadığı karmaşık bir sorununuz varsa, daha önce geçirdiğiniz bir ameliyat başarısız olduysa veya hastalığınız için en yeni, en modern çözümü arıyorsanız, Hacettepe sizin için doğru adres olabilir. Burası, tıbbın bittiği yerde bilimin başladığı yerdir.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi

Gazi Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, Ankara’nın köklü sağlık çınarlarından biridir ve özellikle teknoloji ile tıbbı bir araya getiren yenilikçi yaklaşımıyla kendine özgü bir kimlik kazanmıştır. Bu kliniğin felsefesi, ortopedik sorunları sadece cerrahi bir problem olarak görmenin ötesine geçer. Burada, insan vücudunun bir mühendislik harikası olduğu kabul edilir ve sorunların çözümünde biyomekanik, yani hareket bilimi, temel bir rol oynar. Bu yaklaşım hastaya sadece bir ameliyat değil bütüncül bir fonksiyonel iyileşme sunmayı hedefler.

Kliniğin hekim kadrosu, genel ortopedinin yanı sıra belirli alanlarda derinleşmiş uzmanlardan oluşur. Omuz ve ayak bileği gibi eklemlerin kapalı (artroskopik) ameliyatları, kemik ve yumuşak doku tümörlerinin cerrahisi ve skolyoz gibi omurga deformitelerinin tedavisi gibi alanlarda önemli bir tecrübeye sahiptirler. Ancak Gazi Üniversitesi’ni gerçekten farklı kılan, ameliyathane dışında yaptıklarıdır.

Bu farkı yaratan en önemli iki unsur, Yürüme Analizi Laboratuvarı ve 3D Baskı Teknolojisidir. Gelin bu iki yenilikçi yaklaşımı daha yakından tanıyalım.

Bir hastanın yürüme problemi olduğunda, genellikle gözle muayene yapılır. Ancak Gazi Üniversitesi’nde bu süreç çok daha ileri bir boyuttadır. Yürüme Analizi Laboratuvarı’nda, hastalar üzerinde sensörler bulunan özel bir yürüme platformunda yürütülür. Bu platform, yürüme sırasında ayağın hangi noktasına ne kadar basınç uygulandığını, adımların simetrisini, denge merkezinin nasıl değiştiğini sayısal verilerle ortaya koyar. Bu bir terzinin ölçü alması gibidir; sorunun kaynağını ve derecesini net bir şekilde anlamayı sağlar. Bu analiz sonucunda elde edilen veriler birçok durumda yol göstericidir. Yürüme analizinin faydalı olduğu bazı durumlar şunlardır:

  • Düz tabanlık veya yüksek kavis gibi basış bozuklukları
  • Diyabetik ayak hastalarında yara oluşma riski olan bölgelerin tespiti
  • Nörolojik hastalıklara (örneğin serebral palsi) bağlı yürüme sorunları
  • Protez ameliyatı sonrası yürüme fonksiyonunun objektif değerlendirmesi
  • Sporcularda performansı etkileyen gizli biyomekanik sorunların saptanması

İşte Gazi Üniversitesi’nin mühendislik ve tıbbı birleştirdiği nokta burasıdır. Yürüme analizinden elde edilen bu hassas veriler, 3D baskı teknolojisi kullanılarak kişiye özel çözümlere dönüştürülür. Standart, fabrikasyon bir tabanlık veya ortez yerine, hastanın kendi ayak yapısına ve basış problemine yüzde yüz uyumlu, “terzi dikimi” cihazlar üretilir. 3D yazıcıda üretilen bu kişiye özel ortez ve tabanlıkların birçok avantajı vardır. Bu avantajlardan bazıları şunlardır:

  • Vücuda tam uyum sağladığı için maksimum konfor sunar
  • Sorunlu bölgeye hedeflenmiş destek sağlar
  • Geleneksel yöntemlere göre daha hafif ve dayanıklı olabilir
  • Tasarımda esneklik sunarak daha estetik çözümler üretilebilir

Bu yaklaşım kliniğin Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon bölümü ile de kusursuz bir iş birliği içinde yürütülür. Ameliyat olan bir hastanın iyileşme süreci, kas gücünü bilimsel olarak ölçen cihazlarla takip edilir ve rehabilitasyon programı bu verilere göre kişiselleştirilir.

Özetle Gazi Üniversitesi Ortopedi Kliniği, biyomekanik araştırmaları ile klinik uygulamalar arasında muhteşem bir köprü kurmuştur. Eğer yürümenizi, dengenizi veya genel hareket kabiliyetinizi etkileyen karmaşık bir sorununuz varsa, standart ortez ve tabanlıklardan fayda görmediyseniz veya ameliyat sonrası en iyi fonksiyonel sonuca ulaşmayı hedefliyorsanız, Gazi Üniversitesi’nin bu teknoloji odaklı ve bütüncül yaklaşımı sizin için ideal bir çözüm sunabilir. Burası, cerrahiyi teknoloji ve bilimle destekleyerek hastayı yeniden ayağa kaldırmayı hedefler.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastaneleri

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk tıp fakültesi olarak sadece bir hastane değil aynı zamanda bir ekoldür. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı da bu köklü geleneğin en önemli temsilcilerinden biridir. Ankara Üniversitesi’nin şehirdeki diğer büyük hastanelerden ayrılan en temel rolü, bir “eğitim ve insan kaynağı merkezi” olmasıdır. Burası, Ankara’daki ve hatta Türkiye’deki ortopedi sistemini besleyen, ona can veren ana damar gibidir:

Kliniğin en büyük gücü, yetiştirdiği nitelikli insanlardır. Bugün Ankara’daki diğer tüm büyük hastanelerde, özel kliniklerde görev yapan birçok başarılı ortopedi cerrahının yolu bir zamanlar Ankara Üniversitesi’nden geçmiştir. Bu durum üniversitenin ne kadar temel ve vazgeçilmez bir eğitim kurumu olduğunun en net göstergesidir. Ancak Ankara Üniversitesi’nin eğitime katkısı sadece hekim yetiştirmekle sınırlı değildir.

Üniversite, Türkiye’de çok az kurumda bulunan özel programlara ev sahipliği yapar. Bunların başında Ortez-Protez programları gelir. Bu programlar, bir kaza veya hastalık sonucu uzvunu kaybeden insanlar için protezleri veya yürüme zorluğu çeken, desteğe ihtiyacı olan hastalar için ortezleri (özel cihazlar, korseler, tabanlıklar) tasarlayan, üreten ve uygulayan sağlık teknikerlerini ve uzmanlarını yetiştirir. Yani cerrahın yaptığı ameliyatı tamamlayan, hastanın fonksiyonel olarak hayata dönmesini sağlayan bu kritik ara elemanlar, büyük ölçüde Ankara Üniversitesi’nin çatısı altında eğitilir. Bu tüm sağlık sistemine yapılmış paha biçilmez bir katkıdır.

Üniversitenin bu eğitim odaklı misyonu, yapılan bilimsel çalışmalara da yansır. Ortopedi alanında yapılan uzmanlık tezleri incelendiğinde, Ankara Üniversitesi’nin en çok araştırma üreten kurumlardan biri olduğu görülür. Bu tezler, özellikle toplumda sık görülen sorunlar üzerine yoğunlaşır. Bu sayede günlük pratikte karşılaşılan problemlere bilimsel çözümler üretilir. Fakülte ve araştırmacılarının odaklandığı bazı temel klinik ve araştırma alanları mevcuttur.

  • Ortopedik spor hekimliği ve minimal invaziv cerrahiler
  • Pelvis ve asetabulum gibi karmaşık bölge kırıkları
  • Ortopedik onkoloji yani kemik ve yumuşak doku tümörleri
  • PRP ve kök hücre gibi biyolojik tedavi yöntemlerinin kullanımı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, yani İbn-i Sina ve Cebeci Hastaneleri, elbette ki hastalara yüksek standartlarda klinik hizmet de sunmaktadır. Köklü geçmişinden gelen tecrübesiyle, ortopedinin tüm alanlarında modern teşhis ve tedavi yöntemlerini başarıyla uygular. Manyetik Rezonans (MR), Bilgisayarlı Tomografi (BT) gibi ileri görüntüleme teknikleri ve güncel cerrahi yöntemler kliniğin günlük pratiğinin bir parçasıdır.

Ancak Ankara Üniversitesi’nin asıl kimliğini anlamak için rakamların ve istatistiklerin ötesine bakmak gerekir. Buranın temel misyonu, Ankara’daki ve Türkiye’deki ortopedi dünyasının geleceğini inşa etmektir. Yetiştirdiği hekimler, teknikerler ve ürettiği bilimsel bilgi ile tüm sistemi ayakta tutan temel bir sütun görevi görür. Eğer köklü bir geleneğe sahip, akademik derinliği olan bir kurumda, alanında tecrübeli hekimler tarafından tedavi edilmek isterseniz, Ankara Üniversitesi sizin için güvenilir bir liman olacaktır. Burası, bilginin ve tecrübenin nesilden nesile aktarıldığı bir bilim yuvasıdır.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *