Ters omuz protezi, omuz ekleminin normal anatomik yapısının bilinçli olarak tersine çevrildiği özel bir artroplasti yöntemidir. Bu cerrahi teknikte, normalde kol kemiğinin (humerus) ucunda bulunan topuz, kürek kemiğine (skapula) monte edilirken; kürek kemiğindeki yuva ise kol kemiğinin üst ucuna yerleştirilir. Ters omuz protezi ameliyatı bu dâhiyane mekanik değişim sayesinde, özellikle rotator manşet kasları onarılamayacak düzeyde hasar görmüş ve kolunu kaldıramayan hastalarda omuz fonksiyonunu yeniden kazandırmayı hedefler. Temel olarak işlevsiz kasların görevini omuzun en güçlü kası olan deltoid kasına devrederek ağrısız ve fonksiyonel bir eklem oluşturur.

Endikasyonlar
– İleri derecede rotator manşet yırtığı- Ciddi omuz artrozu- Revizyon cerrahisi ihtiyacı- Proksimal humerus kırığı sonrası fonksiyon kaybı
Kontrendikasyonlar
– Aktif enfeksiyon- Fonksiyonel deltoid kası yokluğu- Ağır nörolojik hastalıklar- Ciddi vasküler yetmezlik
Cerrahi Süreç
– Genel veya bölgesel anestezi uygulanır- Omuz eklemine posterior veya deltopektoral yaklaşımla girilir- Humeral baş çıkarılır, glenoid tabanı hazırlanır ve protez yerleştirilir- Humerus kısmı protezi yerleştirilir ve protez eklem oluşturulur
Avantajlar
– Ağrının belirgin azalması- Fonksiyonel hareket açıklığında artış- Rotator manşet yırtıklarında dahi omuz hareketinin korunabilmesi
Dezavantajlar
– Normal omuz biyomekaniğinden farklı bir hareket düzeni- Uzun dönemde implant gevşemesi riski- Aktivite kısıtlaması gereksinimi
Olası Komplikasyonlar
– Enfeksiyon- Omuz çıkığı- Sinir yaralanmaları- Protez gevşemesi veya kırılması- Hematom, seroma oluşumu
Rehabilitasyon
– Erken dönemde pasif hareketler başlanır- 4-6 hafta sonra aktif hareketler- 3 ay sonunda günlük yaşama dönüş
Uzun Dönem Takip– Radyolojik kontroller- Fonksiyonel değerlendirme- Komplikasyonların izlenmesi

Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Ters omuz protezi nedir ve normal protezden farkı ne anlama gelir?

Omuz eklemini basit bir mekanizma olarak düşünebiliriz: Bir topuz ve bir yuva. Üst kol kemiğimizin (humerus) başı bir topuz gibidir ve kürek kemiğimizdeki (skapula) sığ bir yuvaya (glenoid) oturur. Bu eklemi bir arada tutan ve kolumuzun o inanılmaz hareket kabiliyetini sağlayan en önemli yapı “rotator manşet” adını verdiğimiz bir kas ve tendon grubudur. Bu kaslar, sadece kolumuzu kaldırmamızı, döndürmemizi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda hareket sırasında topuzun yuva içinde merkezde kalmasını sağlayarak bir dengeleyici görevi görür.

Peki, bu dengeleyici kaslar, örneğin uzun yıllar süren yıpranma veya ciddi bir kaza sonucu tamamen işlevsiz hale gelirse ne olur? İşte o zaman omuzun mekaniği bozulur. Kolumuzu kaldırmaya çalıştığımızda, omuzun en güçlü kası olan ve omuzun dış tarafında bulunan deltoid kası, topuzu yuva içinde döndürmek yerine, kontrolsüz bir şekilde yukarı doğru kaydırır. Bu durum hem dayanılmaz bir ağrıya hem de tıp dilinde “psödoparalizi” yani “yalancı felç” dediğimiz, kişinin kolunu aktif olarak kaldıramamasına yol açar. Bu hastalar için normal, yani anatomik omuz protezleri bir çözüm değildir. Çünkü anatomik protezler, normal omuz yapısını taklit eder ve çalışmaları için sağlam bir rotator manşet grubuna ihtiyaç duyarlar.

İşte ters omuz protezi bu noktada devreye girer ve sorunu tamamen farklı bir bakış açısıyla çözer. Bu protez, anatomiyi taklit etmek yerine, omuzun çalışma prensibini baştan yaratır. Temel mantığı, eklemin dayanak noktasını (dönme merkezini) değiştirerek, deltoid kasının kolu kaldıran ana güç haline gelmesini sağlamaktır. Bunu iki temel değişiklikle başarır:

Topuz ve Yuva Yer Değiştirir: Kürek kemiğindeki yuvaya metal bir topuz (glenosfer) yerleştirilir. Kol kemiğinin üst ucuna ise bu topuza tam uyacak şekilde tasarlanmış polietilen bir yuva takılır.

Deltoid Kası Başrole Geçer: Eklemin dayanak noktası içe ve aşağıya doğru kaydırılır. Bu mekanik değişiklik sayesinde deltoid kasının çekme açısı değişir. Artık deltoid kası, kolu yukarı kaydıran bir güç olmaktan çıkar, yeni ve sabit topuz etrafında kolu verimli bir şekilde döndürerek kaldıran birincil motor haline gelir. Protezin kendisi de yarı kısıtlı yapısıyla ekleme stabilite kazandırır ve istenmeyen yukarı kaymayı engeller.

Kısacası anatomik omuz protezi sağlam kasları olan ama kıkırdağı aşınmış bir eklemi “onarmayı” hedeflerken, ters omuz protezi, kasları iflas etmiş bir omuzda “yeni bir fonksiyonel sistem kurmayı” hedefler. Bu sayede daha önce kolunu hiç kullanamayan hastalar için hayat yeniden başlar.

Kimler için ters omuz protezi ameliyatı düşünülebilir?

Ters omuz protezi, her omuz ağrısı için uygun bir çözüm değildir. Başarılı bir sonuç için en kritik adım, doğru hastanın seçilmesidir. Bu ameliyatın hayat kalitesini önemli ölçüde artırabileceği başlıca durumlar şunlardır:

  • Rotator manşet yırtığına bağlı gelişen ileri derecede kireçlenme (Manşet Yırtığı Artropatisi)
  • Yaşlı hastalarda görülen ve başka yöntemlerle tedavi edilemeyen çok parçalı omuz kırıkları
  • Daha önce yapılmış ancak başarısız olmuş omuz protezi veya kırık ameliyatları
  • Kireçlenme olmasa dahi, masif manşet yırtığına bağlı kolu kaldıramama durumu (yalancı felç)
  • Omuz yuvasında (glenoid) anatomik protez uygulamasına izin vermeyen ciddi kemik kaybı
  • Romatoid artrit gibi romatizmal hastalıklara bağlı olarak hem kasların hem de eklemin ileri derecede hasar görmesi
  • Omuz bölgesindeki tümörlerin çıkarılması sonrası oluşan boşluğu doldurmak ve fonksiyonu geri kazandırmak

Bu durumlara ek olarak ameliyatın yapılabilmesi için bazı temel şartlar da gereklidir. Bu ameliyatın tüm başarısı, deltoid kasının sağlam ve çalışır durumda olmasına bağlıdır. Bu nedenle deltoid kasının kendisinde veya onu çalıştıran aksiller sinirde kalıcı bir hasar olması, bu ameliyata mutlak bir engel teşkil eder. Aynı şekilde protezin kürek kemiğine yerleştirilecek parçasını güvenle vidalayabilmek için yeterli ve sağlıklı kemik dokusunun bulunması da bir diğer vazgeçilmez şarttır. Vücutta veya omuzda aktif bir enfeksiyonun varlığı ise her protez ameliyatında olduğu gibi kesin bir kontrendikasyondur.

Farklı ters omuz protezi tasarımları arasında ne gibi farklar vardır?

Ters omuz protezinin ilk geliştirilen versiyonu (Grammont stili), omuz cerrahisinde bir çığır açsa da zamanla bazı eksiklikleri olduğu fark edildi. Bu ilk tasarımların en bilinen iki sorunu, kol aşağı indirildiğinde protezin bir parçasının kürek kemiğinin alt kenarına sürtünmesiyle oluşan “skapular notching” (kürek kemiği çentiklenmesi) ve kolun dışa doğru döndürülmesindeki (eksternal rotasyon) belirgin kısıtlılıktı. Bu sorunları çözme ve daha iyi sonuçlar elde etme arzusu, protez tasarımlarında sürekli bir gelişime yol açtı.

Günümüzdeki modern tasarımları, temel olarak iki farklı felsefe üzerinden anlayabiliriz: Medialize (içe kaydırılmış) ve Lateralize (dışa kaydırılmış) sistemler. Bu arabanızı seçmek gibi bir şeydir; her modelin kendine özgü avantajları ve potansiyel dezavantajları vardır ve seçim, sizin ihtiyaçlarınıza göre yapılır.

  • Klasik Medialize Tasarım (Geleneksel Yaklaşım):

Bu orijinal tasarımdır ve temel amacı, protezin kürek kemiğindeki parçasına (glenoid taban plakası) binen makaslama kuvvetlerini en aza indirmektir. Bunu, eklemin dönme merkezini olabildiğince vücudun merkezine (mediale) çekerek yapar. Bu tasarım, özellikle kemik kalitesi zayıf olan ve protez gevşemesi riski yüksek hastalarda son derece güvenilir ve sağlam bir tespit sağlar. Adeta bir yük kamyonu gibi, stabiliteyi ve dayanıklılığı ön planda tutar. Ancak bu sağlamlığın bir bedeli vardır: Mekanik olarak kürek kemiğine sürtünme riski (notching) daha yüksektir ve genellikle hastaların kolunu dışa ve içe doğru döndürme kabiliyetleri daha sınırlı kalır.

  • Modern Lateralize Tasarımlar (Yenilikçi Yaklaşım):

Bu yeni nesil tasarımların amacı ise klasik tasarımın eksikliklerini gidermektir. Eklem merkezini bir miktar daha dışarıya (laterale) kaydırarak çalışırlar. Bu küçük ama önemli değişiklik, hem protezin kürek kemiğine sürtünmesini engellemek için bir boşluk yaratır hem de omuz çevresindeki yumuşak dokuların gerginliğini daha iyi ayarlayarak rotasyon hareketlerini, özellikle de kolu dışa döndürme yeteneğini önemli ölçüde iyileştirir. Bu tasarımlar, daha iyi hareket kabiliyeti sunan çevik bir spor araba gibidir:

Ancak bu “lateralizasyonun” da getirdiği bir takım dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Eklem merkezini dışarı kaydırmak, fizik kuralları gereği, kürek kemiğindeki protez parçasına etki eden kaldıraç kolunu uzatır. Bu durum vidalar üzerindeki stresi artırarak uzun vadede gevşeme riskini teorik olarak yükseltebilir. Ayrıca deltoid kasının daha fazla gerilmesine neden olarak omuzun çatısını oluşturan akromion kemiğinde stres kırığı riskini bir miktar artırabilir.

Sonuç olarak “en iyi” tek bir protez tasarımı yoktur. Cerrah, hastanın yaşına, kemik kalitesine, aktivite beklentisine ve anatomik yapısına bakarak bir terzi gibi en uygun tasarımı seçmelidir. Kemik kalitesi çok zayıf bir hastada stabiliteyi ön planda tutan medialize bir tasarım tercih edilirken, hareket kabiliyetini en üst düzeye çıkarmak istenen daha genç bir hastada, potansiyel riskleri yöneterek daha lateralize bir sistem seçilebilir.

Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Ters omuz protezi sonrası hayatımda neler değişecek, beklentim ne olmalı?

Ters omuz protezi ameliyatı olan bir hastanın hayatındaki en büyük ve en hızlı değişiklik, genellikle yıllardır süren kronik ağrının ortadan kalkmasıdır. Birçok hasta, ameliyat sonrası cerrahi ağrının, ameliyattan önce çektiği o dayanılmaz kireçlenme ağrısının yanında çok daha hafif kaldığını söyler. Ağrının bu denli dramatik bir şekilde azalması bile tek başına yaşam kalitesini muazzam derecede artırır.

Ağrının yanı sıra en önemli kazanım, fonksiyonun geri dönmesidir. Daha önce bir bardağı ağzına götüremeyen, saçını tarayamayan veya basit bir raftan bir şey alamayan bir kişi için, kolunu yeniden omuz hizasına kadar kaldırabilmek, bağımsızlığını geri kazanmak anlamına gelir. Ameliyatın temel hedefi de budur: Kişinin günlük yaşam aktivitelerini ağrısız ve rahat bir şekilde yapabilmesini sağlamak.

Ancak beklentileri gerçekçi tutmak, hasta memnuniyetinin anahtarıdır. Ters omuz protezi, mucizevi bir çözüm olmakla birlikte omuzu “sıfır kilometre” orijinal bir omuz haline getirmez. Bu bir fonksiyon kazandırma ameliyatıdır. Bu nedenle ameliyat sonrası dönemde bazı kalıcı kısıtlamaların olacağını bilmek önemlidir. Dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

  • Ömür boyu 10-15 kilogramdan daha ağır yük kaldırmaktan kaçınmak
  • Odun kırmak, ağır bahçe işleri yapmak gibi sarsıntılı ve zorlayıcı işlerden uzak durmak
  • Tenis, voleybol gibi baş üstü ve rekabetçi sporlara dönüşün genellikle mümkün olmaması
  • Kolun sırtın arkasına götürülmesi (iç rotasyon) hareketinin çoğu zaman en kısıtlı kalan hareket olacağı
  • Sandalyeden veya koltuktan kalkarken ameliyatlı kol ile vücudu iterek destek almaktan kaçınmak

Daha önce başarısız bir omuz ameliyatı (örneğin rotator manşet tamiri) geçirmiş olan hastaların da sonuçları genellikle çok iyidir. Bilimsel çalışmalar bu hastaların fonksiyonel sonuçlarının, ilk kez ameliyat olanlara göre istatistiksel olarak çok az bir miktar daha düşük olabildiğini gösterse de bu fark hastanın kendisinin hissedebileceği bir fark değildir. Yani daha önce başarısız bir ameliyat geçmişiniz olsa bile, ters omuz protezinden elde edeceğiniz fayda, hayatınızı değiştirecek düzeyde olacaktır.

Ters omuz protezi ameliyatının olası riskleri nelerdir?

Her cerrahi işlem gibi, ters omuz protezi ameliyatının da kendine özgü riskleri vardır. Bu ameliyat, teknik olarak oldukça hassas bir prosedürdür ve komplikasyon oranları, standart omuz protezine göre bir miktar daha yüksektir. Ancak deneyimli ellerde ve doğru hasta seçimiyle bu riskler en aza indirilebilir. Hastaların bu olası riskler hakkında bilgi sahibi olması, süreçle ilgili farkındalıklarını artırır. Olası komplikasyonlar şunları içerir:

  • Protez Çıkığı (İnstabilite): Ameliyat sonrası en sık görülen erken dönem sorunlardan biridir. Genellikle kolun belirli bir pozisyonunda (geriye, yana ve içe dönük) meydana gelir.
  • Enfeksiyon: Tüm protez ameliyatlarının en korkulan komplikasyonudur. Omuzda, özellikle ciltte bulunan ve yavaş üreyen bir bakteri olan Cutibacterium acnes nedeniyle sinsi bir şekilde gelişebilir.
  • Kürek Kemiği Çentiklenmesi (Skapular Notching): Protezin bir parçasının kürek kemiğine sürtünmesiyle oluşur. Modern protez tasarımları bu riski büyük ölçüde azaltmıştır.
  • Protezde Gevşeme: Yıllar içinde, enfeksiyon olmaksızın protezin kemiğe olan tutunmasını kaybetmesidir. En sık görülen geç dönem başarısızlık nedenidir.
  • Omuz Çevresi Kemiklerde Stres Kırıkları: Özellikle omuz çatısını oluşturan akromion kemiğinde, artan deltoid kas gerginliğine bağlı olarak ortaya çıkabilir.
  • Ameliyat Sırasında Oluşabilecek Kırıklar: Özellikle kemik kalitesi çok zayıf olan hastalarda, kemiğin hazırlanması veya protezin yerleştirilmesi sırasında meydana gelebilir.
  • Sinir Hasarı: Ameliyat bölgesine yakın seyreden sinirlerde geçici veya nadiren kalıcı hasar oluşma riskidir.
  • Kan Pıhtılaşması (Derin Ven Trombozu): Her büyük ameliyatta olduğu gibi, bacaklarda veya akciğerlerde kan pıhtısı oluşma riski vardır:

Bu liste göz korkutucu görünebilir, ancak bu risklerin büyük çoğunluğunun görülme oranının düşük olduğunu unutmamak gerekir. Cerrahınız, sizin kişisel risk faktörlerinizi (yaşınız, kemik kaliteniz, ek hastalıklarınız vb.) değerlendirerek bu riskleri yönetmek için gerekli tüm önlemleri alacaktır. Örneğin çıkık riski yüksek bir hastada yumuşak doku dengesi daha farklı ayarlanır veya enfeksiyon riski yüksek bir hastada ek antibiyotik önlemleri alınabilir. Önemli olan bu sürecin bir ekip işi olduğu ve sizin de bu ekibin önemli bir parçası olduğunuzdur.

Ters omuz protezi rehabilitasyonu ve fizik tedavi süreci nasıl ilerler?

Ters omuz protezi ameliyatının başarısı, ameliyathane kapısında bitmez; tam aksine, orada başlar. Ameliyat sonrası ters omuz protezi rehabilitasyonu ve fizik tedavi, en az ameliyatın kendisi kadar kritik bir öneme sahiptir ve bu süreç normal bir protez rehabilitasyonundan oldukça farklıdır. Buradaki temel felsefe, “acele etmemek” ve “korumaktır”. Amaç yeni yerleştirilen proteze ve omuzun yeni kahramanı olan deltoid kasına, bu yeni mekaniğe adapte olmaları için yeterli zamanı tanımaktır. Süreç genellikle belirli zaman aralıklarına bölünmüş fazlardan oluşur ve bir sonraki faza geçmek, sadece zamanın dolmasına değil hastanın belirli hedeflere ulaşmasına bağlıdır.

  • Faz 1: Maksimum Koruma Dönemi (Ameliyat sonrası ilk 6 hafta)

Bu dönemde tek bir öncelik vardır: İyileşmekte olan dokuları ve yeni protezi korumak.

Kolunuz, genellikle bir yastıkla desteklenmiş özel bir kol askısında tutulur.

Askı, banyo ve size gösterilen egzersizler dışında, uyurken dahil, sürekli takılı kalır.

Bu dönemde omzunuzu kendi kas gücünüzle hareket ettirmeniz kesinlikle yasaktır.

Sadece bir fizyoterapist eşliğinde veya size öğretildiği şekilde diğer kolunuzun yardımıyla yapılan nazik “pasif” hareketlere izin verilir.

Dirsek, el bileği ve parmak hareketleri ise kan dolaşımını artırmak ve sertliği önlemek için teşvik edilir.

  • Faz 2: Aktif Harekete Geçiş Dönemi (Genellikle 6. – 12. haftalar arası)

Bu fazda, omuz kaslarınızı yavaşça uyandırmaya başlarsınız.

Artık gündüzleri kol askısını yavaş yavaş çıkarmaya başlayabilirsiniz.

“Aktif-destekli” denilen hareketlere geçilir; yani ameliyatlı kolunuzu bir sopa yardımıyla veya diğer kolunuzla destekleyerek hareket ettirirsiniz.

Kasların gücünü kaybetmesini önlemek için, ağrı sınırında yapılan hafif kas sıkma (izometrik) egzersizleri başlanabilir.

Bu dönemde hala bir kahve fincanından daha ağır bir şey kaldırmanıza izin verilmez.

  • Faz 3: Güçlenme Dönemi (Genellikle 12. haftadan sonra)

Bu fonksiyonları geri kazanmaya başladığınız ve kendinize olan güveninizin arttığı dönemdir.

Yaklaşık 12. haftadan itibaren, artık kolunuzu tamamen kendi gücünüzle, desteksiz bir şekilde hareket ettirmeye başlarsınız (aktif hareket).

Güçlendirme egzersizleri bu fazda başlar, ancak bu başlangıç çok nazik olmalıdır.

Egzersizler çok hafif ağırlıklarla (0.5 kg veya 1 kg gibi) başlar ve zamanla yavaş yavaş artırılır.

Buradaki odak, artık çalışmayan rotator manşet kasları değil omuzun yeni motoru olan deltoid kası ve kürek kemiği çevresindeki destekleyici kaslardır.

Bu süreç boyunca asla unutulmaması gereken ömür boyu geçerli bazı kurallar vardır. Özellikle kolu geriye, yana ve içe doğru aynı anda çevirerek yapılan hareketten (örneğin arkaya uzanmak) ve sandalyeden kalkarken ameliyatlı kolla kendini itmekten kaçınmak, protezin ömrünü uzatmak ve çıkık gibi sorunları önlemek için hayati önem taşır. Sabır, disiplin ve fizyoterapistinizle olan uyumunuz, bu uzun yolculuktaki en iyi rehberleriniz olacaktır.

Ters omuz protezi teknolojisinde bizleri neler bekliyor?

Ters omuz protezi cerrahisi, son yirmi yılda implant tasarımlarındaki yeniliklerle büyük bir yol kat etti. Ancak geleceğin odak noktası, daha iyi bir metal veya plastik parçası üretmekten çok, bu mükemmel parçaları her hastanın kendi benzersiz anatomisine en kusursuz şekilde yerleştirmektir. Yani teknoloji, artık cerrahinin “kişiselleştirilmesi” ve “hassasiyetinin artırılması” üzerine yoğunlaşıyor. Ameliyathanede ve planlama aşamasında bizi bekleyen heyecan verici gelişmeler şunlardır:

  • 3 Boyutlu Ameliyat Planlaması: Artık standart iki boyutlu röntgenler yerine, hastanın omuz tomografisinden elde edilen üç boyutlu sanal bir model üzerinde çalışıyoruz. Bu cerrahın ameliyattan önce omuzun kemik yapısını, kemik kaybı alanlarını ve yuvanın açısını milimetrik olarak analiz etmesini sağlar. Cerrah, bu sanal model üzerinde farklı protez boyutlarını deneyebilir, vidaların en sağlam kemiğe hangi açıyla gönderileceğini planlayabilir ve böylece ameliyat için en ideal stratejiyi oluşturabilir.
  • Kişiye Özel Üretilen Cerrahi Kılavuzlar (PSI): Bu 3D planı gerçeğe dönüştürmek için, 3D yazıcılar kullanılarak her hastaya özel cerrahi kılavuzlar üretilir. Bu kılavuzlar, ameliyat sırasında hastanın kemiğine benzersiz bir şekilde oturur ve cerrahın matkabını önceden planlanan yörüngede kusursuz bir şekilde yönlendirir. Bu adeta bir anahtarın kilide tam uyması gibi, protezin planlanan konuma mükemmel bir hassasiyetle yerleştirilmesine yardımcı olur.
  • Robotik Destekli Cerrahi Sistemler: Kalça ve diz cerrahisinde yaygınlaşan robotik teknoloji, artık omuz cerrahisine de güçlü bir giriş yaptı. Bu sistemler, bir robotun kendi başına ameliyat yapması anlamına gelmez. Robot, cerrahın bir uzantısı olarak görev yapar. Cerrahın elindeki aletin hareketlerini, önceden yapılan 3D plana göre sınırlar ve yönlendirir. Bu insan elinin hassasiyetini teknolojinin doğruluğu ile birleştirerek, hata payını en aza indirmeyi ve daha öngörülebilir sonuçlar elde etmeyi hedefler.
  • Artırılmış Gerçeklik Gözlükleri: Cerrahın ameliyat sırasında taktığı özel gözlükler aracılığıyla, hastanın 3D sanal modeli ve cerrahi plan, gerçek ameliyat sahasının üzerine yansıtılır. Bu cerrahın adeta hastanın kemiklerinin “içini görerek” çalışmasını sağlar. Bu sayede vidaların yönü, protezin konumu gibi kritik adımlar gerçek zamanlı olarak görsel bir rehber eşliğinde yapılabilir.
  • Yapay Zeka Destekli Sonuç Tahmin Modelleri: Binlerce hastanın verisiyle eğitilen yapay zeka algoritmaları, yeni bir hastanın özelliklerini (yaş, kemik kalitesi, aktivite seviyesi vb.) analiz ederek, ameliyat sonrası ne kadar hareket açıklığına kavuşabileceğini veya ağrı seviyesinin ne kadar azalacağını kişiye özel olarak tahmin edebilir. Bu hem cerrahın en doğru kararı vermesine yardımcı olur hem de hastanın beklentilerinin daha gerçekçi bir zemine oturtulmasını sağlar.

Türkiye’nin En İyi Ters Omuz Protezi Yapılan Ülke Olmasının Sebepleri

Türkiye, Ters Omuz Protezi'nde deneyimli cerrahları, ileri teknolojik donanıma sahip hastaneleri ve yüksek başarı oranlarıyla dikkat çeker. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’deki özel hastaneler; modern ameliyathaneleri, gelişmiş görüntüleme sistemleri ve uluslararası akreditasyonlarıyla öne çıkar. Avrupa’ya kıyasla daha uygun maliyetler, kısa bekleme süreleri ve medikal turizme yönelik özel hizmetler de Türkiye’yi yabancı hastalar için cazip bir seçenek haline getirir.

Güncel Ters Omuz Protezi Fiyatları 2025

Ters Omuz Protezi fiyatları ameliyatın yapılacağı hastaneye, hastanın durumuna göre değişmektedir.

Ankara'da Ters Omuz Protezi Yapan Doktorlar & Hastaneler

Ters Omuz Protezi Ankara'da ortopedi doktorları tarafından uygun alt yapıya sahip özel hastanelerde veya devlet hastanelerinde yapılır.

Ters Omuz Protezi Olanların Yorumları

Prof. Dr. Murat Demirel'in yorumları için Google Haritalar veya Doktortakvimi'ni ziyaret edebilirsiniz.

Blog Yazıları

Omuz Anatomisi – Kemikler, Eklemler, Kaslar, Sinirler

Omuz anatomisi, üç ana kemik olan kol kemiği (humerus), kürek kemiği (skapula) ve köprücük kemiği [...]

Kalça Anatomisi – Kemikler, Eklemler, Kaslar, Sinirler

Kalça anatomisi; uyluk kemiği (femur) ile leğen kemiğinin (pelvis) oluşturduğu kemik çatı, bu yapıyı bir [...]

Diz Anatomisi – Kemikler, Eklemler, Kaslar, Sinirler

Diz anatomisi; uyluk (femur), kaval (tibia) ve diz kapağı (patella) kemiklerinin oluşturduğu bir temel üzerine [...]

Ayak Anatomisi – Kemikler, Eklemler, Kaslar, Sinirler

Ayak anatomisi; vücudun tüm ağırlığını taşıyan bu mühendislik harikasını oluşturan kemikler, eklemler, kaslar ve sinirlerin [...]

Ortopedi ve Travmatoloji Nedir, Hangi Hastalıkları Kapsar?

Ortopedi ve Travmatoloji; kemik, eklem, kas, bağ, tendon ve sinirlerden oluşan kas-iskelet sisteminin hastalıkları, yaralanmaları [...]

Kıkırdak: Nedir, İşlevi ve Türleri

Kıkırdak, kemiklerin eklem yüzeylerini bir yastık gibi saran, hem pürüzsüz hem de esnek bir bağ [...]

Kas İskelet Sistemi Nedir, Sağlığı Nasıl Korunur?

Kas iskelet sistemi; vücudun duruşunu, dengesini ve en basitinden en karmaşığına her türlü hareketi mümkün [...]

Kas: Nedir, İşlevi ve Türleri

Kas, sahip olduğu kasılabilme özelliğiyle vücutta güç üreten ve hareketi sağlayan hayati bir dokudur. İşlevlerine [...]