Omuz protezleri, ileri derecede aşınmış, kireçlenmiş veya geri döndürülemez şekilde hasar görmüş omuz ekleminin, fonksiyonlarını geri kazandırmak amacıyla yapay parçalarla yenilenmesi işlemidir. Bu işlemde, eklemin doğal top-yuva yapısını taklit eden, biyouyumlu metal ve özel polietilen bileşenler kullanılır. Ameliyatsız tedavilerin artık fayda etmediği şiddetli omuz ağrısı ve hareket kısıtlılığı yaşayan hastalar için bir umut olan omuz protezi ameliyatı temel olarak ağrıyı ortadan kaldırmayı hedefler. Başarılı bir operasyonla, hastalar günlük yaşamlarına ve hatta sevdikleri aktivitelere ağrısız bir şekilde dönerek yaşam kalitelerinde ciddi bir artış elde eder.
Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!
Yazı İçeriği
Omuz Protezleri Nedir ve Neden Gerekli Hale Gelir?
Omuz protezi ameliyatını, zamanla yıpranmış ve artık görevini yapamayan bir araba lastiğini, yeni ve yüksek performanslı bir lastikle değiştirmeye benzetebiliriz. Bu cerrahi işlemde, omuz eklemini oluşturan ve hasar görmüş olan kemik yüzeyleri, yani üst kol kemiğinin topuz şeklindeki başı ve kürek kemiğindeki sığ yuvası, özel olarak tasarlanmış yapay parçalarla (protez) değiştirilir. Bu protezler, genellikle çok dayanıklı metal alaşımlar (topuz kısmı için) ve özel bir medikal plastik olan polietilenden (yuva kısmı için) yapılır. Ameliyatın tek bir ana hedefi vardır: hastanın dinmeyen ağrılarını sonlandırmak ve omzun hareket kabiliyetini mümkün olan en üst seviyeye çıkararak yaşam kalitesini artırmak.
Peki, bir kişiyi omuz protezi ameliyatına getiren sebepler nelerdir? Bu durum genellikle yavaş yavaş gelişen ve artık dayanılmaz hale gelen bir sürecin son noktasıdır. Başlıca nedenler şunlardır:
- Osteoartrit (Kireçlenme)
- Romatoid Artrit (İltihaplı Eklem Romatizması)
- Rotator Manşet Yırtığı Artropatisi
- Travma Sonrası Artrit veya Parçalı Kırıklar
- Avasküler Nekroz (Kemik Dolaşımının Bozulması)
- Başarısız Olmuş Önceki Ameliyatlar
Osteoartrit, yani halk arasında bilinen adıyla kireçlenme, bu nedenlerin başında gelir. Yıllar içinde, eklemi kaplayan ve kemiklerin birbiri üzerinde kaymasını sağlayan pürüzsüz kıkırdak doku aşınır ve incelir. Kıkırdak tamamen ortadan kalktığında ise “kemik kemiğe” sürtünme başlar. Bu hastaların “omzumun içinde kum var gibi” veya “iki taş birbirine sürtüyor gibi” tarif ettiği, son derece şiddetli bir ağrıya ve hareket sırasında takılma hissine yol açar.
Romatoid Artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklarda ise durum biraz daha farklıdır. Burada sorun mekanik bir aşınmadan ziyade, vücudun kendi bağışıklık sisteminin bilinmeyen bir nedenle eklem zarına saldırmasıdır. Bu saldırı, eklemde sürekli bir iltihaplanmaya, zamanla kıkırdağın ve altındaki kemiğin erimesine yol açar. Bu da şiddetli ağrı, şişlik ve ileri evrelerde ciddi eklem deformiteleriyle sonuçlanır.
Rotator Manşet Yırtığı Artropatisi, son yıllarda ters omuz protezinin geliştirilmesiyle birlikte daha başarılı bir şekilde tedavi edebildiğimiz özel bir durumdur. Omuzu yerinde tutan ve hareketini sağlayan kas-tendon grubu olan rotator manşet, onarılamayacak kadar geniş bir şekilde yırtıldığında, omuz ekleminin dengesi bozulur. Üst kol kemiği yukarı doğru kayarak anormal bir sürtünmeye neden olur ve bu durum zamanla kireçlenmeyle birleşerek hem şiddetli ağrıya hem de kolu kaldıramama (psödoparalizi) gibi ciddi bir güçsüzlüğe yol açar.
Bazen de sebep geçmişte yaşanan bir Travma’dır. Özellikle üst kol kemiğinin omuza çok yakın kısmında meydana gelen çok parçalı kırıklar, kanlanması bozulan veya düzgün kaynamayan kemik parçaları, yıllar sonra eklemde kireçlenmeye yol açabilir. Yaşlı hastalarda, bu tür parçalı kırıklar meydana geldiği anda birincil tedavi olarak da protez gerekebilir.
Daha nadir görülen Avasküler Nekroz ise, üst kol kemiğinin başını besleyen kan damarlarının tıkanması sonucu kemik dokusunun canlılığını yitirip çökmesidir. Bu durum da eklem yüzeyinin bozulmasına ve şiddetli ağrıya neden olur. Son olarak daha önce geçirilmiş kırık ameliyatları veya protez ameliyatlarının çeşitli nedenlerle başarısız olması durumunda, bu protezi yenilemek ve sorunu çözmek için revizyon (değiştirme) ameliyatları da bir omuz protezi gerekliliğidir.
Hangi Farklı Omuz Protezleri Vardır ve Seçim Neye Göre Yapılır?
Her hastanın omuz problemi kendine özgüdür. Tıpkı bir terzinin kişiye özel takım elbise dikmesi gibi, biz de cerrahlar olarak hastanın durumuna en uygun protezi seçeriz. Bu seçimde en belirleyici faktör, genellikle rotator manşet kaslarının sağlıklı olup olmamasıdır. Üç ana omuz protezi tipi bulunmaktadır.
Anatomik Total Omuz Protezi
Bu protez, adından da anlaşılacağı gibi, omuzun doğal anatomik yapısını birebir taklit eder. Aşınmış humerus başı (topuz), metal bir başlıkla; aşınmış glenoid (yuva) ise polietilen bir yüzeyle değiştirilir. Bu protezin düzgün çalışabilmesi için, omzun motoru sayılan rotator manşet kaslarının sağlam ve işlevsel olması şarttır. Çünkü eklemin hareketini ve dengesini bu kaslar sağlar. En sık olarak rotator manşeti sağlam olan ileri evre osteoartrit (kireçlenme) hastalarında tercih edilir. Amaç ağrıyı ortadan kaldırmak ve hastanın omuz hareketlerini normale en yakın şekilde geri kazandırmaktır.
Ters (Reverse) Total Omuz Protezi
Bu protez, omuz cerrahisinde bir devrim niteliğindedir ve tasarımı oldukça zekicedir. Anatomik protezin tam tersi bir mantıkla çalışır: Normalde topuz olan üst kol kemiğine bu kez yuva, normalde yuva olan kürek kemiğine ise topuz yerleştirilir. Peki bu “ters” tasarım ne işe yarar? Bu sayede artık çalışmayan veya tamamen yırtılmış olan rotator manşet kaslarının görevi, omuzun en büyük ve en güçlü kası olan deltoid kasına devredilir. Deltoid kası, bu yeni mekanik düzen sayesinde kolu tek başına yukarı kaldırabilir hale gelir. Bu nedenle rotator manşeti onarılamayacak derecede hasarlı olan “rotator manşet yırtığı artropatisi” hastaları için altın standart çözümdür. Ayrıca daha önce yapılmış başarısız ameliyatların kurtarılmasında, karmaşık yaşlı kırıklarında ve ileri derecede kemik kaybı olan durumlarda da hayat kurtarıcı bir rol oynar.
Kısmi Omuz Protezi (Hemiartroplasti)
Bu yöntemde ise eklemin sadece bir tarafı, yani üst kol kemiğinin hasar görmüş başı (topuz) değiştirilir. Kürek kemiğindeki doğal yuva (glenoid) ise korunur. Bu seçeneğin düşünülebilmesi için, yuva tarafındaki kıkırdağın nispeten sağlıklı olması gerekir. En sık kullanım alanı, üst kol kemiği başının başka türlü tedavi edilemeyen çok parçalı kırıklarıdır. Kırık parçaları çıkarılır ve yerine bir protez başlık konulur. Ayrıca kireçlenmenin sadece topuz kısmında olduğu, glenoidin ise sağlam olduğu genç ve aktif hastalarda da bir seçenek olabilir. Total proteze göre daha koruyucu bir yöntem olsa da zamanla sağlam bırakılan yuva yüzeyinde de aşınma gelişme ve ağrıya neden olma ihtimali vardır.
Omuz Protezleri Ameliyatı İçin Kimler Doğru Bir Aday Sayılır?
Omuz protezi ameliyatı kararı, hastayla birlikte verilen ortak bir karardır. Bu “ağrım var, hemen ameliyat olayım” gibi basit bir denklem değildir. Bir kişinin bu ameliyat için uygun bir aday olup olmadığını belirleyen bazı önemli kriterler vardır. Bu kriterler genellikle şunları içerir:
- Günlük yaşamı felç eden şiddetli omuz ağrısı
- Gece uykudan uyandıran ve dinlenmekle geçmeyen ağrı
- Omuzda ilerleyici hareket kaybı ve güçsüzlük
- Diğer tedavi yöntemlerinin artık fayda etmemesi
Ayrıca adayın genel sağlık durumunun da bu büyük ameliyatı kaldırabilecek düzeyde olması gerekir. Ancak bazı durumlar bir kişinin ameliyat için uygun aday olmasını engelleyebilir. Bu kırmızı bayrak olarak kabul edebileceğimiz durumlar şunlardır:
- Vücudun herhangi bir yerinde aktif bir enfeksiyon varlığı
- Omuzdaki deltoid kasının fonksiyon bozukluğu veya felci
- İleri derecede nörolojik hastalıklar
- Ameliyat sonrası rehabilitasyon programına uyum sağlayamayacak olma
- Kontrol altına alınmamış ciddi ek sağlık sorunları
- Protezin yerleştirileceği bölgede yeterli kemik stoğunun olmaması
Özellikle sigara kullanımı da önemli bir faktördür. Sigara, kan damarlarını büzerek dokulara giden kan akımını azaltır. Bu da hem yara iyileşmesini geciktirir hem de enfeksiyon riskini ciddi oranda artırır. Bu nedenle ameliyat planlanan hastaların, operasyondan en az birkaç ay önce sigarayı mutlaka bırakmaları istenir. Bu ameliyatın başarısı için en az cerrahın ustalığı kadar önemlidir.
Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!
Omuz Protezleri Ameliyatı Öncesi Değerlendirme Süreci Nasıl İşler?
Ameliyat kararı alındıktan sonra, sizi en güvenli şekilde operasyona hazırlamak için titiz bir değerlendirme süreci başlar. Bu süreç sadece omzunuza değil bütünsel sağlığınıza odaklanır.
İlk adım, detaylı bir tıbbi geçmiş alımı ve fizik muayenedir. Sizinle uzun uzun konuşarak şikayetlerinizin doğasını, ne zamandır devam ettiğini, hayatınızı nasıl etkilediğini ve beklentilerinizi anlamaya çalışırız. Kullandığınız tüm ilaçları, mevcut alerjilerinizi ve diyabet, kalp hastalığı gibi diğer tıbbi durumlarınızı öğreniriz. Ardından, omuzunuzu dikkatlice muayene ederek hareket açıklığını, kas gücünü, stabilitesini ve ağrılı noktaları tespit ederiz.
İkinci adım görüntüleme testleridir. Genellikle şu testler istenir:
Röntgen: Kemiklerin durumunu, kireçlenmenin derecesini ve eklemdeki genel yapıyı görmek için temel bir testtir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Protez tipi seçiminde kilit rol oynayan rotator manşet kasları, tendonlar ve diğer yumuşak dokuların durumunu detaylı olarak değerlendirmemizi sağlar.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Özellikle kemik kalitesinin veya miktarının yetersiz olduğu, glenoidde (yuva) ciddi aşınma olan veya daha önce ameliyat geçirmiş karmaşık vakalarda, kemik yapısını üç boyutlu olarak görmek ve ameliyatı en ince ayrıntısına kadar planlamak için kullandığımız çok değerli bir yöntemdir.
Üçüncü adım, ameliyat öncesi genel sağlık kontrolüdür. Ameliyatın vücudunuz için bir stres olduğunu unutmamak gerekir. Bu stresi güvenle atlatabileceğinizden emin olmak için bazı hazırlıklar yapılır. Bunlar:
- Kan testleri
- Akciğer filmi
- Elektrokardiyogram (EKG)
- Anestezi doktoru tarafından muayene
- Gerekliyse kardiyoloji veya diğer branşlardan konsültasyon
Son olarak belki de en çok şaşırtan ama en önemli adımlardan biri diş hekimi muayenesidir. Ağız içindeki tedavi edilmemiş bir çürük veya diş eti iltihabı, kan dolaşımına karışarak yeni takılan proteze yerleşebilir ve tedavisi çok zor olan ciddi eklem enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu nedenle tüm omuz protezi adaylarından ameliyattan önce mutlaka bir diş hekimi kontrolünden geçerek ağız hijyenlerinin mükemmel olduğundan emin olmalarını isteriz.
Omuz Protezleri Ameliyatına Hazırlıkta Size Düşen Görevler Nelerdir?
Ameliyatın başarısı bir ekip işidir ve bu ekibin en önemli üyesi sizsiniz. Operasyon gününe kadar sizin de yapmanız gereken bazı hazırlıklar bulunmaktadır.
Öncelikle ilaçlarınızı düzenlemeniz gerekir. Eğer kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız, bu ilaçların ne zaman ve nasıl kesileceği konusunda sizi takip eden kardiyoloji veya dahiliye uzmanı ile birlikte bir plan yaparız. Aspirin, bazı ağrı kesiciler ve balık yağı gibi kanı sulandırabilen takviyelerin de ameliyattan 1-2 hafta önce kesilmesi gerekir.
Ev ortamınızı ameliyat sonrasına hazırlamak da iyileşme sürecinizi çok daha konforlu hale getirecektir. Ameliyat sonrası bir süre kolunuz askıda olacağı ve tek kolunuzu kullanacağınız için bazı pratik düzenlemeler hayat kurtarır. Evde yapabileceğiniz bazı hazırlıklar şunlardır:
- Sık kullandığınız mutfak eşyalarını, kumandayı, telefonu kolayca ulaşabileceğiniz alçak yerlere koyun.
- Buzdolabına birkaç günlük, kolayca ısıtılabilecek yemekler hazırlayın.
- Takılıp düşmenize neden olabilecek kilimleri, sehpaları veya yerdeki kabloları ortadan kaldırın.
- Banyoya kaydırmaz bir paspas koyun ve belki bir tutunma barı monte ettirin.
- Giyip çıkarılması kolay, önden düğmeli veya fermuarlı bol kıyafetler hazırlayın.
Hastaneye gelirken yanınızda getirmeniz gerekenler listesi de oldukça basittir. Değerli eşyalarınızı evde bırakın. Yanınıza sadece kişisel bakım malzemelerinizi, rahat kıyafetlerinizi ve size eşlik edecek bir yakınınızı almanız yeterlidir.
Omuz Protezi Ameliyatı Teknik Olarak Nasıl Yapılır?
Omuz protezi ameliyatı deneyimli bir cerrahi ekip tarafından, modern bir ameliyathanede gerçekleştirilen ve genellikle 1.5 ila 2 saat süren bir işlemdir. Ameliyat boyunca hiçbir şey hissetmemeniz ve hatırlamamanız için genellikle genel anestezi altında yapılır. Bazen buna ek olarak ameliyat sonrası ilk 12-24 saatlik ağrılı dönemi çok daha konforlu geçirmeniz için, kola giden sinirlerin bir iğne ile uyuşturulduğu bölgesel anestezi (sinir bloğu) tekniği de uygulanır.
Ameliyat, omuzun ön tarafından yapılan yaklaşık 8-10 cm’lik bir kesi ile başlar. Cerrah, kas katmanlarını dikkatlice ayırarak omuz eklemine ulaşır. Ekleme ulaşmak için, rotator manşet kaslarından biri olan subskapularis tendonu, kemiğe yapıştığı yerden cerrahi olarak ayrılır ve ameliyat sonunda çok sağlam dikişlerle tekrar yerine dikilir. Bu tendonun düzgün bir şekilde iyileşmesi, ameliyat sonrası omuzun stabilitesi ve fonksiyonu için hayati önem taşır.
Ekleme ulaşıldıktan sonra, aşınmış ve hasar görmüş olan üst kol kemiğinin başı (topuz) kesilerek çıkarılır. Ardından, kemiğin içindeki boşluğa, seçilen protezin sap kısmı yerleştirilir. Kürek kemiğindeki yuva (glenoid) ise özel aletlerle kazınarak pürüzsüz hale getirilir ve üzerine polietilen (plastik) yuva parçası genellikle kemik çimentosu adı verilen özel bir dolgu malzemesi ile sabitlenir. Eğer ters protez uygulanıyorsa, bu işlemlerin tam tersi yapılır; yani yuvaya metal topuz, üst kol kemiğine ise plastik yuva yerleştirilir.
Tüm protez parçaları yerleştirildikten sonra, eklemin hareketleri, stabilitesi ve uyumu defalarca kontrol edilir. Her şeyin yolunda olduğundan emin olunduktan sonra, subskapularis tendonu yerine dikilir, kas katmanları ve cilt kapatılarak ameliyat sonlandırılır.
Omuz Protezleri Sonrası İyileşme ve Rehabilitasyon Yolculuğu Nasıl Geçer?
Ameliyatın en zorlu kısmı bitmiş olabilir, ancak gerçek iyileşme yolculuğu şimdi başlıyor. Bu süreç sabır, kararlılık ve sizin aktif katılımınızı gerektiren, haftalar ve aylar süren bir maratondur.
İlk 24-48 Saat (Hastane Dönemi): Ameliyattan uyandığınızda kolunuz özel bir kol askısında (omuz bandajı) olacaktır. Bu askı, onarılan dokuları korumak için sizin en yakın arkadaşınız olacak ve genellikle ilk 4-6 hafta boyunca, özellikle geceleri ve dışarıda gezerken sürekli takmanız gerekecek. Ağrınız, damardan veya ağızdan verilen güçlü ağrı kesicilerle kontrol altında tutulacaktır. Daha ilk günden bir fizyoterapist yanınıza gelerek size yapmanız gereken bazı basit egzersizleri gösterecektir. Bunlar:
- El bileği ve parmakları açıp kapama
- Dirseği büküp açma (askıyı çıkarmadan)
- Sık sık yumruk yapıp bırakma
Bu hareketler, kan dolaşımını artırarak pıhtı riskini azaltmak ve kasların tembelleşmesini önlemek için çok önemlidir. Genellikle hastanede 1 veya 2 gece kalmanız yeterli olur.
İlk 6 Hafta (Koruma ve Pasif Hareket Dönemi): Bu iyileşmenin en kritik dönemidir. Evde, doktorunuzun ve fizyoterapistinizin size gösterdiği egzersizleri (özellikle sarkaç egzersizleri gibi) günde birkaç kez düzenli olarak yapmalısınız. Bu dönemdeki en önemli kural, ameliyatlı kolunuzu aktif olarak kullanmamanızdır. Yani kolunuzu kendi kas gücünüzle kaldırmaya çalışmamalısınız. Bu dönemde kesinlikle uymanız gereken yasaklar şunlardır:
- Bir çay bardağından daha ağır bir şey kaldırmak
- Kolunuzla bir şeyi itmek veya çekmek
- Yataktan kalkarken veya sandalyeden kalkarken ameliyatlı kolunuzdan destek almak
- Kolunuzu ani bir şekilde yana veya arkaya doğru çevirmek
Haftadan 3. Aya (Aktif Hareket ve Güçlendirme Dönemi): 6. haftada yapılan doktor kontrolünüzde, röntgen ile her şeyin yolunda olduğu teyit edildikten sonra, artık rehabilitasyonun bir sonraki aşamasına geçilir. Kol askısını yavaş yavaş bırakmaya başlayabilirsiniz. Artık kolunuzu kendi kas gücünüzle hareket ettirmeye başlayabilirsiniz. Fizyoterapist eşliğinde, omuz hareket açıklığını artırmaya ve kasları yavaş yavaş güçlendirmeye yönelik daha kapsamlı bir egzersiz programına başlanır. Hafif direnç bantları ile yapılan egzersizler bu dönemin temelini oluşturur.
Aydan Sonrası (Fonksiyona Dönüş): Bu dönemde artık omuz gücünüz ve hareketleriniz belirgin şekilde artmıştır. Günlük yaşam aktivitelerinin çoğunu rahatlıkla yapabilirsiniz. Doktorunuzun onayıyla, yüzme, masa tenisi, hafif tempolu yürüyüşler gibi omuza aşırı yük bindirmeyen spor aktivitelerine yavaş yavaş dönebilirsiniz. Ancak tam güce ve fonksiyona ulaşmanın 6 aydan 1 yıla kadar sürebileceğini unutmamanız gerekir. Bu süreçte sabırlı olmak ve egzersiz programına sadık kalmak, elde edeceğiniz başarının anahtarıdır.